Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Gelmedin Asrevya! ...
Sevgiler büyüttüm kır çiçeklerinden, güneşin kanını emen...
umutlar yeşerttim bahar renginde al yeşil.
dağlarda kar erirken ceylanlar emzirdim.
melekler uyandırdım her tan ağardığında...
Toplamak için düş kırıklarını aynalardan,
mavi bir kuş tutup avuçlarıma,
yıldızlarla selam yolladım dağ doruklarından...
dudaklarıma gül ve rüzgar iliştirip bekledim her gece
gelmedin Asrevya! ...
Upuzun köprüler kurdum içimdeki yolculuklara beyaz günlere uzandım, beyaz atlarla sana kavuşmak için. sana getirsinler diye umutlarımı, güvercinler besledim... dudaklarımın arasından inleyen bir kaval sesiyle, her gece özlemler gönderdim, yalnızlık ve hüzün diyarından... duymadın Asrevya! ... Ak alınlı taylar koşarken alnımın çayırlarında
al türkülerle inledim lekesiz sabahlara her bahar geldiğinde...
özlemler kanatıp gecelerin sayfalarında,
mavi rüzgarların terkisinde sevgiler yolladım sana...
bilmedin Asrevya! ...
Çoğaldıkça çoğaldı çılgınlığım,
kanımda milyonlarca yıldız tutuştu,
alevler içinde parlayan nehirler gibi yüreğime aktı hasret...
her suyun sesine bir damla gözyaşı bıraktım senin için
görmedin Asrevya! ...
Bilki, sensiz uzak bir dağbaşı yalnızlığıyım
ürpertilerde tiril tirildir yapraklarım
seni özlemenin korkunç rüzgarıyla,
göğünü ve yönünü yitirmiş göçmen bir bulut gibi
her gece bir uçurumun kenarından kendimi bıraktım...
görmedin Asrevya! ...
Hasret ateşine bürünürken geceler
uzun ayrılıkların dağladığı sevdalarda
korkunç alevler içirdim seven yanıma...
bir yanım iç çekmeyi ögrendi, bir yanım acı çekmeyi
oturup ağladım gecelerce küskün ırmaklar gibi
karışıp gitti gözyaşlarım çağlayanlara...
silmedin Asrevya! ...
Ey kırçıl saçlarımda yıldız tutuşturan, alıp savuran yangınlara
ey yüreğimin yegane sahibi, umudumun adresi
gel al beni, şiirlerin ve sevgilerin diyarına götür
yıldızlara götür, samanyoluna, ölümsüzlüğe, sonsuzluğa...
sevgiyle yıka yüreğimi , hasretin ipeğiyle sar, aşkın öpücüğüyle öp...
Hazan bahçelerinde yaralı bir güldür kalbim sensiz,
dört mevsim aşkı ve hasreti kanayan...
yüreğimde demlenen ay oldun her gece, gözlerimde çiçeklenen yıldız
uzun saçlı hasretim oldun, bitmek bilmeyen gurbetin ahında...
geçen bütün mevsimlerde seni bekledim, bütün trenlerde seni sodum...
gelmedin Asrevya! ...
Özlemlerle yaralı bir yağmur bulutuyum şimdi buralarda
firari bir hüznün girdabında yitirdim güldesenli sevinçlerimi
bil ki, çağlayan bütün nehirler benim gözlerimdir
benim yüreğimdir ağlayan bütün denizler
su içtiğim bütün pınarlarda seni susadım
düştüğüm her uçuruma bir tutam çiçek bırakır gibi
bir tutam kor ve bir demet gözyaşı bıraktım senin için
gelmedin, görmedin,
bilmedin, silmedin Asrevya! ...
Bir gün gökyüzü gülünce ve geçince üşümesi kalbimin
uzaklardan taa... uzaklardan, acılar ve korkular diyarından
bütün hasretleri yükleyip yüreğimin yangınına
upuzun yollardan çıkıp geleceğim sana...
bekle Asrevya! ...
Ve dudaklarından “seni seviyorum” diyen sesinin rüzgarıyla öleceğim...
Nuri Can