Mesela,
şuan en çok başlamamam gereken şekliyle başlıyorum yazıya;
başı yok.
Başın yok.
Sonu da olmamalı bu sebeple.
Sonun da olmamalı.
Ama ikimizde biliyoruz Jared;
bu yazı da bitecek.
Ve sen de hiç başlamayacaksın gelmeye.
İnsanlar,
bakar halde görmeyen gözleriyle
bir kez daha dokunacaklar adına,
ben yine öleceğim.
Müsait olmayan,
müstakil bir yalnızlığa bırakacaksın beni,
gelmemek üzere.
Daha da küçülecek sahipsiz çocukluğum,
ve sen hiç görmüyorsun Jared.
Misal;
adın değil de,
atamadığım adım yaralıyor en çok beni.
Kötürüm hayallerimin elinden tutsalar da,
gidemeyecek işte.
İnsanlar beni kırdığında
ben,
en çok sana kızıyorum.
İçimde üzülüyorsun biliyorum;
fakat sen yine susmayı yeğliyorsun Jared.
Kırılacağım zaman hiç toplamıyorsun evini,
kalbimi..
Parçaları sana batacak oysa,
biliyorsun.
Yazmak sana da yakışacaktır,
herkes yazıyor Jared
gerçi sen hiç kimsesin;
ama yakışacak Jared.
Beni anlatamayışın,
bana susuşun,
beni görmeyişin,
bilmeyişin.
Bu arada sen kimsin?
Kimse bilmeyecek,
kimse yok zaten.
Ben, kimse değilim,
adımdan iyi biliyorum adını
ve kimliğini;
saklayacağım,
annemin beni azarlarken içime sakladığım kin gibi,
çünkü o kin de geçici.
Evet Jared,
ben çok güzel saçmalarım.
Saçlarını da tararım,
kısacık saçlarını,
parmaklarımla.
Sus Jared!
Yine sus.
Ama biraz dokun bana,
öldür mesela.
Mesela;
bir şiir yaz bana,
satırlarını bileklerime doğrultarak.
Yokluğun boşalsın,
hemoglobinsizlikten renksizleşsin kanım.
‘Sen rengi’ olsun.
Hadi bana bir şiir yaz Jared,
‘sen kimsin?’
diye başlasın.
Gamze GEDİK
__________________
''Mükemmel olmamak, tek istediğim. Dünkü kendimden daha bir şey olayım yeter;
Daha yorgun, daha verimli, daha anlayışlı, daha umutlu, daha kırgın,
daha çok şarkı bilen, daha bile erken uyanan…
Mükemmel olmanın endişesinde muhteşem şeyleri kaçırmak istemem.''