ANNE kuşlar, son birikinti suyu da kuruyan gölü terk etmek üzere havalandılar.
Yavrularının da kanatlanıp peşlerinden gelmesi için gölün üzerinde daireler çizmeye başladılar.
Ama küçük kuşların uçma zamanı gelmemişti.
Yuvalarının otları arasından başlarını yana yatırıp, gözlerini kırpıştırarak gökyüzündeki annelerine baktılar.
Anneler orada kalsalar, susuzluktan öleceklerdi.
Gitseler; yavruları orada kalacaktı.
Annelik içgüdüsü ile ölümden kaçma içgüdüleri çatıştı. Gökyüzünde dönüp durdular.
Allı turna sürüsü bir indi kuru göle, bir çıktı gökyüzüne.
Çığlıklar ata ata yavrularını bu erken ve zorunlu göçe çağırdılar, küçük kuşlar ancak bir-iki adım atabildiler, henüz gelişmemiş kanatlarını çırptılar, cılız seslerle yanıt vermeye kalktılar, gökyüzüne doğru ağızlarını açıp kapattılar.
Ama asla uçamadılar.