Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Nisan 2011, 10:59   #1
Çevrimdışı
Süslü
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kıskançlık nedir ve tedavisi




Kıskançlık nedir ve tedavisi


KISKANÇLARA ÖZEL

Her insanın doğasında var kıskançlık. Ancak fazlası hem kendimize hem de sevgilinize zararlı. Peki bu duyguyu nasıl kontrol altına almalı? İşte size kıskançlığı tatlı bir duyguya dönüştürecek formüller

Kadın yada erkek fark etmez,aşkın en doğal ve belkide en tehlikeli duygusudur kıskançlık.


Sevdiğiniz kişinin ilgisini başkasına yöneldiğini gördüğünüzde ister istemez bu duyguya kaptırırsınız kendinizi.Elbette,küçük kıskançlıklar aşka hoş tadlar katar.Ama işi biraz abartırsınız ve kıskançlığın esiri olursanız hiç de hoş olmayan olaylar yaşarsınız.

Neden kaynaklanıyor?

Aşırı kıskanç insanlara şöyle bir bakın.Bunların çoğu hiçbir konuda kendine güvenemeyen insanlardır.Başkalarının kendilerinden üstün olabileceği fikri onları deli eder .Sevgilisinin kendinden üstün birisine kapılabileceği duygusuyla çıldırırlar.Sonuç olarakta çeşitli baskılarla onun başkalarıyla iletişimini engelleyip dünyasındaki tek insan olmanın planlarını yaparlar.Akılları sıra sevgilileri kimseyi görmezse yada kimseyle konuşmazsa sonsuza dek kendileriyle olacaktır.Bir de çevrenin yada içinde bulunduğu toplumun baskısıyla kıskanç davrananlar vardır.Ancak ben aşkın hiçbir şekilde sınır ve kural tanımadığını savunduğum için 'cesaretsiz ve zayıf' olarak nitelendirdiğim bu insanları ciddiye almıyorum.



Nelere mal olur?

Şimdi sevgilinize nasıl aşık olduğunuzu ,onun en çok hangi davranışlarını sevdiğinizi bir kez daha düşünün.Diyelim ki onu kalabalık bir ortamda,onlarca kişiyla sohbet ederken tanıdınız.Ve sosyalliği,ataklığı,cana yakınlığı ilginizi çekti.Ama birlikte olmaya başladıktan sonra onun aynı tavırlar içinde olması sizi rahatsız ediyor .Çünkü onu kıskanıyorsunuz ve değişmesini istiyorsunuz .O da yine sizi çok sevdiğinden değişmeyi kabul ediyor .İşte en büyük hata ...Bir süre sonra göreceksiniz ki o sosyal,o atak o cana yakın insan gitmiş ,yerine sizin sözünüzden çıkmayan yada öyle görünen biri gelmiş.Baskı sonucu meydana gelen bu değişim bir süre sonra her iki taraf içinde çekilmez hale gelecektir.Çünkü değiştiren kişi "Sen eskiden böyle değildin" deyip yakınmaya başlayacak,değişen kişiye eski günlerin özlemini duyacaktır.Ve kaçınılmaz sonuç olan ayrılıkçok geçmeden kapıyı çalacaktır.Oysa aşkta baş koşul karşınızdaki kişiyi olduğu gibi kabullenmektir.Her haliyle,her hareketiyle ve her düşüncesiyle...Unutmatınki değişim sadece iyiye doğru olduğunda değişimdir.

Nasıl engellenecek?

Öncelikle kendinize her konuda güvenmeniz gerekiyor.Unutmayın ki,siz sevgiliniz tarafından seçilmiş bir insansınız.Sadece bu bile başkalarından farklı olduğunuzu ortaya koyar. Üstelik o sizi kırasınız yada baskı kurasanız diye seçmedi. Ama yine de içimizde ki kıskançlık duygusunu bir türlü engelleyemiyorsunuz, bunu hafifletmnekten başka çareniz yok. Örneğin o çok sevdiği dekolte bluzü giymesini istemiyorsunuz. Bunu ona kesinlikle bu bluzu giyemezsin sözleriyle değil de bu bluz sana hiç yakışmıyor diyerek belli edin. Ama onunda karşılığında boğazına kadar kapalı siyah bir kazak giymesini beklemeyin.

Siz de katılın

Diyelim ki onun görüşlerini istemediğiniz bir arkadaşı ya da arkadaş grubu var. Onlarla buluşacaksınız siz de gidin. Kendinizi tanıştırın onun sevgiliniz olduğunu belli edin. Aynı şekilde katılmak istediği toplantılarda bulunun. Böylece o ortamlarda ne yaptığını kimle konuştuğunu görebilirsiniz. Aklınızda her hangi bir kuşku kalmayacağı gibi de kendinizi rahat hissedeceksiniz.

Ya Güvenilmezlik

Peki ya kıskanan değil de kıskanılan tarafsınız? Elbette kıskançlık duygusunun yok edilmesinde kıskanılan tarafın da çabası gerekiyor. Kıskançlığından yakındığınız sevgilinizi deiştirmek biraz da sizin elinizde. Öncelikle aşkta kararlı olmanız, ona sevdiğinizi hissetirmeniz, sevdiğinizinde size güvenmesini sağlayacaktır. Bunun en iyi yolu sevgi sözcüklerini bolca kullanmaktan geçer. Her fırsatta, her ortamda onu ne kadar çok sevdiğinizi, onunla ne kadar mutlu oldğunuzu söyleyin

Aşkı Kaybetmemek İçin

Kıskançlığı aşkı süsleyecek kadar yaşayın daha fazlası mutsuzluğun ilk adımı olacaktır. Kıskançlığınız önce sevgilinizi, sonra da sizi mutlu edecektir. Unutmayın, aşk hayatı zehir etmek için yaşanmaz. Şimdi sevgilinize sarılın ve onu sevdiğinizi bir kez daha söyleyin ve bugünden itibaren daha sağlıklı bir ilişki için de kıskançlığın sizi esir almasına izin vermeyin.

Kıskanç mısınız?

Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatristi Dr. Haluk Gülmez, ihanete uğrama, aldatılma korkusuyla yaşayan kıskanç eşlerin, mutsuz bir hayat yaşadıkları gibi, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir ettiklerini, bu kişilerin cinayete ve intihara yatkın olduklarını söyledi.


İnsanda bir miktar kıskançlık olmasının son derece doğal olduğunu belirten Dr. Gülmez, “Aşırı olmayan kıskançlıklar gayet doğaldır.

Ancak tamamen mantık dışı aşırı kıskanmalar da, insanlar da paranoyik bozukluk oluşumuna yol açar” dedi.

Tedavisi zor
Hastalık boyutuna gelmiş kıskançlık hastalığının tedavisinin son derece zor olduğunun söyleyen Dr. Gülmez, "Sürekli olarak ihanete uğrama, aldatılma korkusuyla yaşayan kıskanç eşler, mutsuz bir hayat yaşadıkları gibi, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir ederler. Kendine göre kanıtlar bulan, sürekli olarak kendi kendine sorular sorup eşini takip altına alan kıskanç kişiler, intihara ya da cinayete bile teşebbüs edebilirler" diye konuştu.

Hekime karşı bile kuşkulu
Hastalık durumuna gelmiş kıskançlık durumlarının kişilik ve paranoyak bozukluklara yol açtığını açıklayan Dr. Gülmez, aşırı kıskançlık hastalığının uzun süre psikiyatrik tedavi gerektiren zor bir hastalık olduğunu söyledi.

Dr. Gülmez, "Hekime karşı bile kuşkucu davranış sergileyen bu kişiler, kıskandıkları kişi veya kişilere karşı kırıcı, yıkıcı ve saldırgan olurlar. Eşleri ve çocuklarıyla olan iletişimleri kopan, işinde de üretken olmayan bu kişiler psikiyatrik destek almadıkları sürece son derece mutsuz ve huzursuz bir yaşam sürdürürler."

Genetik olabilir
Kıskançlığın genetik yatkınlık gösteren psikolojik bir hastalık olduğunu ifade eden Gülmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kıskanç anne ve babanın çocukları da kıskanç olur. Kıskançlık genetik olduğu kadar anne ve babadan öğrenilmiş davranışlar olarak çocuklarlarda da ortaya çıkar. Kıskanç çocuklar tek evlat olmanın avantajını kullanabilmek için kardeşlerini öldürmeye bile kalkar. Annesini babasından, babasını annesinden kıskanan, arkadaşlarıyla kıskançlık duyguları yaşayan çocuklar, sosyal yönden son derece uyumsuz olurlar. Sosyal uyumu, ders uyumu, arkadaş uyumu bozulan çocuk, ruhi çöküntü sonucu depresyona girer. Kendisiyle bile barışık olamayan bu çocukların, gençlik ve eğitim yaşamları da çok zor geçer."

Alinti.

__________________
Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir..
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver