Ne Atom bombası
Ne Londra konferansı
Bir elinde cımbız
Bir Elinde ayna
Umurunda mı Dünya
EFKARLANIRIM
Mektup alır,Efkarlanırım
Rakı içer efkarlanırım
Yola çıkar Efkarlanırım
Ne olacak bunun sonu,Bilmem
Kazım'ın türküsünü söylerler
Üsküdar'da Efkarlanırım.
KASİDE
Elinde Bursa çakısı
Boynunda kırmızı yazma
Değnek soyarsın Akşamlara kadar
Filoya Tarlasında
Ben sana hayran
Sen cama tırman..
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
SÖZ
Aynada başka güzelsin
Yatakta başka
Aldırma söz olur diye
Tak takıştır
Sür sürüştür
İnadına gel
Piyasa vakti
Muhallebiciye
Söz olurmuş
Olsun
Dostum değilmisin ?
YALNIZLIK ŞİİRİ
Bilmezler yalnız yaşamayanlar
Nasıl korku verir sessizlik insana
İnsan nasıl konuşur kendisiyle
Nasıl koşar Aynalara
Bir cana hasret
Bilemezler.
TREN SESİ
Garibim
Ne bir güzel var avutacak gönlümü
Bu şehirde
Ne de bir tanıdık çehre
Bir tren sesi duymaya göreyim
İki gözüm
İki çeşme.
ŞÖFÖRÜN KARISI
Şöförün karısı, kıyma bana
El etme öyle pencereden
Soyunup dökünüp
Senin eniştende gözün var
Benimse gençliğim var
Mahpuslarda çürüyemem
Başımı belaya sokma benim
Kıyma bana.
ŞEHİR HARİCİNDE
Çatlamak üzere olan tomurcuklar
Güzel günler vadetmektedir
Ve bir kadın,Şehir haricinde
Otların üstünde
Güneşin altında
Yüzükoyun uzanmış
Göğsünde ve karnında
Baharı hissetmektedir.
RÜBAİ
Ömrün o büyük sırrını gör bir bak da
Bir tek kökü kalmışağacın toprakta
Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi
Kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta.
RÖNESANS
Yarın rıhtıma gitmeli
Rönesans çıkacak vapurdan
Bakalım nasıl şey Rönesans
Kılığı kıyafeti nasıl
Şık mı sünepe mi
Siyasi mi,Bastonu varmı elinde
Yoksa kaküllü,bıyıklı
Hokkabaza mı benziyor
Ambardan mı çıkacak,kamaradan mı
Yoksa Ateşçi filan mı
Çalışarak mı geliyor gemide
İÇKİYE BENZER BİRŞEY
İçkiye benzer birşey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı,kötü
Hele birde hasretlik oldu mu serde
Sevdiğin başka yerde
Sen başka yerde
Dertli ediyor insanı dertli
İçkiye benzer birşey var bu havalarda
Sarhoş ediyor insanı sarhoş...
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
ESKİLER ALIYORUM
Eskiler alıyorum
Alıp yıldız yapıyorum
Musiki ruhun gıdasıdır
Musikiye bayılıyorum
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip musikiler alıyorum
birde rakı şişesinde balık olsam.
AĞACIM
Mahallemizde
Senden başka ağaç olsaydı
Seni bukadar sevmezdim
Fakat eğer sen
Bizimle beraber
Kaydırak oynamasını bilseydin
Seni daha çok severdim
Güzel ağacım
Sen kuruduğun zaman
Bizde inşallah
Başka Mahalleye taşınmış oluruz.
ALTIN DİŞLİM
Gel benim canımın içi,gel yanıma
İpek çoraplar alayım sana
Taksilere bindireyim
Çalgılara götüreyim seni
Gel
Gel benim altın dişlim
Sürmelim,ondüle saçlım yosmam
Mantar topuklum,Bobsitilim gel
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyarmısınız
Mısralarımda
Dokunabilirmisiniz
Göz yaşlarıma ellerinizle
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce
Bir yer var,biliyorum
Herşeyi söylemek mümkün
Epeyce yaklaşmışım,duyuyorum
Anlatamıyorum.
AYRILIŞ
Baka kalırım giden Geminin ardından
Atamam kendimi denize,dünya güzeli
Serde erkeklik var,Ağlayamam.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
BAHARIN İLK SABAHLARI
Tüyden hafif olurum,böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası
İçimde kuş cıvıltıları,şarkılar
Bağıra çağıra düşerim yollara
Döner döner durur başım havalarda
Sanırım ki günler hep güzel gidecek
Her sabah böyle Bahar
Ne ise güç gelir aklıma,ne yoksulluğum
Derim ki,sıkıntılar durulsun
Şairliğimle yetinir
Avunurum.
AH NEYDİ BENİM GENÇLİĞİM
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman
içip içip ağlamak
Uzaklara dalıp şarkı söylemek
Hafta sekiz,ben eğlentide
Bugün saz,yarın sinema
Beğenmedin Aile bahçesi
Onuda beğenmedin,parka
Sevdiğim dillere destan
Sevdiğim
Meyil verdiğim
Ben dizinin dibinde elpençe divan
Samanlık seyran
Nerde
Nerde
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman
İSTANBUL TÜRKÜSÜ
İstanbulda Boğaziçinde
Bir Fakir Orhan Veliyim
Velinin oğluyum
Tarifsiz kederler içinde
Rumelihisarına oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum
İstanbulun mermer taşları
Başimada konuyor,konuyor aman,martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
Edalım
Senin yüzünden bu halım
İstanbulun orta yeri sinema
Garipliğim,Mahzunluğum,duyurmayın anama
El konuşur,sevişirmiş bana ne
Sevdalım
Boynuna vebalım
İstanbulda Boğaziçindeyim
Bir garip Orhan Veli
Velinin oğlu
Tarifsiz kederler içinde.
İSTANBULU DİNLİYORUM
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar,ağaçlarda
Uzaklarda,çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbulu dinliyorum gözlerm kapalı
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor,derken
Yükseklerden,sürü sürü,çığlık çığlık
Ağlar çekiliyor Dalyanlarda
Bir kadının suya değiyor ayakları
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu Avlular
Çekiç sesleri geliyor Doklardan
Güzelim bahar rüzgarlarında,ter kokuları
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
Bir yosma geçiyor kaldırımdan
Küfürler,şarkılar,türküler laf atmalar
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir gül olmalı
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
İstanbulu dinliyorum gözlerim kapalı
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde
Alnın sıcak mı,değil mi bilmiyorum
Dudakların ıslak mı,değil mi bilmiyorum
Beyaz bir ay doğuyor,fıstıkların arasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum
İstanbulu dinliyorum.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
“Bir aralık, bir arkadaşım ‘sanat bahislerinde aksini ispat edemeyeceğim mesele yoktur’ demişti. Aksi ispat edilemeyecek mesele yoktur demek ispat edilecek mesele yoktur demektir. Madem ki ispat edilecek mesele yok; ne diye düşünüyor, ne diye konuşuyor, ne diye yazıyoruz? Sanattan bahsetmek de, sanatla uğraşmak gibi, kaçınılmaz, şifa bulunmaz bir hastalık mı yoksa?
Orhan Veli Kanık