Gidiyorum senden ve yüreğinden. Yüreğinde olduğum yer bana çok ağır geldi yaşayamıyorum orada. Bana emanet ettiğin yüreğini bir başkasına emanet etmen yüreğimi daha da ağırlaştırıyordu. Orada başkasına nefes vererek kendimi ölümün eşiğine sürüklüyordum. Ben senin bana emanet ettiğini düşündüğüm yüreğini taşıyıp var olmaya çalışırken, oysa ki sen başkasına emanet ettiğin yüreğinin senin için var olmaya çalıştığını düşünüyordun... Hayatın acımasız olduğunu bilirdim de senin bu kadar yüreksiz olduğunu bilmezdim. Beni anlaman için değil, bu kadar yüreksiz olduğunu anlaman için, seni ve yüreğini içinde başkasının olduğu yüreklere emanet ediyorum...