Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Şubat 2011, 04:53   #1
Çevrimdışı
Sevda
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Minyatür Türkiye Sergisi: Miniaturk. (Resimler)




Minyatür Türkiye sergisi: Miniaturk


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

30 Haziran 2001 tarihinde temeli atılan Türkiye'nin ilk minyatür parkı olan Miniaturk, 02 Mayıs 2003 tarihinde Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından büyük bir törenle ziyarete açılmıştır.

Toplam 60.000 metrekare alan üzerine kurulan Miniaturk'te, 15.000 metrekare maket alanı, 40.000 metrekare yeşil ve açık alan, 3.500 metrekare kapalı alan, 2.000 metrekare havuz ve suyolu, 500 araçlık otopark yer almaktadır.

Eş zamanlı yürütülen proje koordinasyonu sayesinde 22 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan Miniaturk, dünyanın en geniş maket alanına sahip ve en kısa sürede tamamlanan minyatür kentidir.

Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı Miniaturk'te, 45 eser İstanbul'dan, 45 eser Anadolu'dan 15 eser ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere, ilk etapta 105 sabit eser sergilenmektedir. Ancak daha sonraki eklemeler dikkate alınarak rezerv alanları da oluşturulmuştur. Altyapı, eklemelerin getireceği gereksinimler de hesaplanarak düzenlenmiştir. Böylelikle Miniaturk, bir anlamda, planlı kentleşmeye örnek oluşturarak büyümeye devam edecektir.

Maketler yurtiçinde 10, yurtdışında 3 atölye olmak üzere toplam 13 atölyede üretildi. Atölyeler dışında Yıldız Teknik Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Döner Sermaye İşletmelerinde de Miniaturk için üretimler gerçekleştirildi.

Maket yapımında sanayide kullanılan plastik bazlı, açık hava şartlarına uygun malzeme kullanıldı. Maketler yerlerine yerleştirilmeden önce, Miniaturk Test Alanında bekletilerek açık hava şartlarına uygunluğu bir kez daha test edildi.

Ayasofya'dan Selimiye'ye, Rumeli Hisarı'ndan Galata Kulesi'ne, Safranbolu Evleri'nden Sümeli (Sümela) Manastırı'na, Kubbet-üs Sahra'dan Nemrut Dağı Kalıntıları'na dek pek çok kültür ve medeniyetin izlerinin bir araya geldiği parkta, bugün artık yerlerinde olmayan Artemis Tapınağı, Halikarnas Mozolesi, Ecyad Kalesi gibi eserler de yeniden canlandırılmıştır.

Anadolu ve çevresinde hüküm sürmüş, izler bırakmış her medeniyetin Miniaturk'te yer almasına özen gösterilmiştir. Miniaturk ile Antik Çağ'dan Bizans'a, Selçuklu'dan Osmanlı'ya, 3000 yıllık yaşanmışlığın izleri Haliç kıyısına taşınmıştır.

Miniaturk'te yer alacak eserlerin seçimi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Doç. Dr. Ahmet Haluk Dursun'un danışmanlığında bir kurul tarafından yapıldı. Seçimde eserlerin maketi yapılabilir nitelikte olmalarına özen gösterilmiş ve her biri ait oldukları teknolojisini, sanatını ve kültürünü yansıtan, binlerce yıldır ağır istilalara, savaşlara ve yıkımlara tanık olan bir coğrafyada hiçbir uygarlığın, sırf daha öncekiler yaptı diye yok etmeye kalkışmadan, koruduğu, onardığı, yaşattığı eserler Miniaturk'te maketleriyle yer almaktadır.

Kendi içine kapalı “masalsı” bir ortam yaratmayı hedefleyen Miniaturk projesi, Anadolu, İstanbul ve eski Osmanlı coğrafyasından eserlerin oluşturduğu üç ana bölümde ele alınmıştır. Bölümler küçük peyzaj düzenlemeleriyle birbirlerinden ayrılırken, sürekliliği sağlanmış, ziyaretçiyi yönlendiren bir gezi güzergahı oluşturulmuştur.

Alanın peyzaj planlaması altyapı çalışmalarıyla eşzamanlı olarak başlatıldı. Kullanılacak bitki türleri, Haliç kıyısındaki iklim şartlarına uygun ortamda yetiştirildi.

Miniaturk'ün genel konseptine uygun olarak maket alanında ince tekstürlü çimler, bodurlaştırılmış bitkiler ve bonzailer kullanıldı. Maketlerin yerlerine alınmasının ardından çimler serildi ve bitkiler dikildi.

Miniaturk'te, bir açık hava müzesi atmosferinde sergilenen maketlerin yanı sıra, ziyaretçilerin hoşça vakit geçirmesini sağlamak amacıyla farklı mekanlar da tasarlanmıştır; 400 kişilik oturma kapasitesiyle amfitiyatro, Miniaturk'ü hatırlatacak hediyelik eşyaların satışa sunulduğu alışveriş merkezi, küçük ziyaretçilerimizin ilgisini çekecek oyun alanı, satranç ve labirent bunlardan bazılarıdır.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

SULTAN AHMET CAMİİ
Cami, Sultan 1. Ahmet tarafından 1609 yılında yaptırılmıştır. Duvarlar ikinci pencere hizasına dek mavi ve beyaz çinilerle kaplı olduğundan Avrupalılar tarafından Mavi Cami olarak da anılmaktadır. Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa'dır. Caminin açılışı bizzat Sultan Ahmet tarafından yapılmıştır. Ramazanda ilk mahya da yine 1. Ahmet tarafından Sultan Ahmet Camii'ne asılmış ve zamanla gelenek halini almıştır. Türkiye'nin altı minareli tek tarihi camisi olan Sultanahmet Camii, Bizans dönemine ait Büyük Saray'ın kalıntıları üzerine inşa edilmiştir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

BALIKLI GÖL
Üç büyük dinin de kutsal mekanı olan Urfa'dadır. Zeliha Gölü adıyla anılan ve balıkları da kutsal sayılan Ayn-ı Zilha Gölü'nün yanındaki Halil-ür Rahman Camii, 1211-12 yıllarında kesme taştan inşa edilmiştir. Selahattin Eyyubi'nin yeğeni Melik Eşref Muzafferiddin Musa tarafından yaptırılan Halil-ür Rahman Camii bugün de Urfa'nın en çok ziyaret edilen mekanlarındandır.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

ANITKABİR
Ankara'da bulunan eserin inşası 1944 - 1953 yılları arasında 9 yılda tamamlanmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın başkumandanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e Türk milletinin şükran duygularının bir ifadesi olan Anıtkabir, 2. Ulusal Mimarlık Akımı'nın önemli yapılarındandır. Emin Onat ile Orhan Arda tarafından projelendirilen ve 15.000 metrekare alan üzerine kurulan anıt mezar, 260 metre uzunluğundaki Aslanlı Yolu, Mozolesi ve Zafer Meydanı ile Cumhuriyet döneminin en önemli ve anlamlı yapısıdır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

ERZURUM ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE
Erzurum'daki eserin 1270-1291 yılları arasında Selçuklu Sultanı 1. Alaaddin Keykubat'ın kızı Hüdavend Hande Hatun tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Selçuklu Dönemi'nden kalan medreselerin en büyüğüdür. Hatuniye Medresesi adıyla da anılmaktadır. Savaşlar sonucu zarar gören medrese, 4. Murad tarafından onartılarak top dökümhanesine çevrilmiştir. 1846 yılına dek dökümhane olarak kullanılan yapı, daha sonra yeniden medreseye çevrilmiş ve Cumhuriyet'e kadar medrese olarak kullanılmıştır. Düzgün kesme taştan yapılan, taş bezemeleri ve minareleriyle ünlenen yapı, 1942'de müze olarak hizmete açılmıştır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ
1973 yılında kullanıma açılan Boğaziçi Köprüsü Asya ve Avrupa yakalarını birbirine bağlayan ilk köprüdür. Beylerbeyi ile Ortaköy arasındadır. İstanbul'u simgeleyen yapılardan biri olan Boğaziçi Köprüsü, ‘İstanbul'un İncisi' olarak da tanımlanmaktadır. Asma köprü tekniği'yle inşa edilen köprünün ayakları arasındaki mesafe, 1074 metredir. Genişliği 33 metre , denizden yüksekliği 64 metre , ayaklarının yüksekliği ise 165 metredir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

ASPENDOS
2. yüzyılda Antalya'da inşa edilen tiyatro, Serik'in 6 kilometre doğusunda bulunan Aspendos antik kentinin en önemli yapısıdır. İmparator Antonius Pius döneminde yapılmıştır. Kent, M.Ö. 5. yüzyılda Argoslular tarafından bir nehir limanı olarak kurulmuştur. Sahnesiyle birlikte günümüze ulaşan tiyatroda taş tabletler halinde bilet kullanıldığı bilinmektedir. 15.000 seyirci kapasiteli Aspendos, Anadolu'da İlkçağ'dan günümüze sağlam ulaşabilen dört tiyatrodan biridir. Aspendos Tiyatrosu, Selçuklular zamanında istasyon olarak kullanıldığı dönemde gördüğü onarımdan ötürü günümüze bu kadar iyi durumda ulaşabilmiştir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

BURSA ULU CAMİİ
Bursa'nın en büyük camisi olan eser, 1400 yılında ibadete açılmıştır. Yıldırım Bayezid tarafından Niğbolu Zaferi sonrası, savaşın geliriyle halka armağan olarak inşa edilmiştir. Kuzeydoğu'daki minare, 1. Mehmed döneminde, caminin onarımı sırasında eklenmiştir. Mevlid'in yazarı Süleyman Çelebi, ömrü boyunca bu camide imamlık yapmıştır. Cami, ceviz oyma minberi ve hat levhalarıyla ünlüdür.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

HAYDARPAŞA GARI
İstanbul'un simge eserlerinden biri olan Haydarpaşa Garı'nın mimarları Otto Ritter ve Helmut Cuno'dur. Yapımına 1906 yılında başlanan eserin yolcu salonu 1908'de bitirilerek hizmete açılmış, diğer bölümlerin tamamlanması ise 1,5 yıl daha sürmüştür. Orta Avrupa barok mimarlığından Alman rönesansı ve neoklasik üsluplardan alınan öğeler bir arada kullanılmışlardır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

ARTEMİS TAPINAĞI
İzmir Selçuk'taki Efes antik kentindedir. M.Ö. 334-250 yılları arasına tarihlenir. Artemision adıyla da bilinen tapınak, dünyanın antik çağdaki 7 harikası arasında sayılmaktadır. M.Ö. 560 yılında inşaa edilen ilk tapınak yakılınca yerine aynı büyüklükte, ancak 3 metre daha yüksek yeni bir tapınak inşa edilmiştir. Helenistik dönem tapınaklarının en büyüğüdür. 262 yılında Gotlar tarafından yıkıldıktan sonra bir daha onarılmamıştır. British Museum adına 19. yüzyıl sonunda yapılan kazılarda bulunan tapınak kalıntıları İngiltere'ye götürülmüştür. Tapınaktan geriye kalan çukur bugün İngiliz Çukuru adıyla anılmaktadır.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

AYASOFYA
537 yılında inşa edilen yapı Sultan Ahmet Meydanı'nda bulunmaktadır. Doğu Roma İmparatorluğu devrinde İstanbul'da yapılan en görkemli Bizans eseri olan Ayasofya 1. Justinianus dönemine aittir. Pek çok kez çöken kubbesi en son 1346 yılında yeniden yapılmıştır. 13. yüzyılda 4. Haçlı ordusu tarafından yağmalanan bina, Osmanlı döneminde yapılan onarım ve güçlendirmeler sayesinde günümüze ulaşabilmiştir. Fatih döneminde eklenen tuğla minareyle camiye dönüştürülmüştür. İnce taş minare 2. Bayezıt dönemine aittir. Kalın taş minareler ise Mimar Sinan tarafından eklenmiştir. Avlusunda 2. Selim, 3. Murat ve 3. Mehmet'in türbeleri bulunmaktadır. Dünya mirasının en önemli şaheserlerinden biri olarak kabul edilen Ayasofya, 481 yıl cami olarak kullanılmış, 1934 yılından bu yana da müze olarak hizmet vermektedir.


Konu Sevda tarafından (11 Şubat 2011 Saat 12:32 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver