Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Ocak 2011, 17:28   #1
Çevrimdışı
Ruj
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kendinizle Barışık mısınız?




O gün yemeğe arkadaşlarını çağırmıştı. Çok kalabalık bir gruptu. Misafirler gittikten sonra eşine:


- Teşekkür ederim hayatım. Bugün çok yoruldun; ama beni çok mutlu ettin. Her şey mükemmeldi, dedi.

- Önemli değil canım. Bütün yorgunluğum dudakların-dan dökülen o iki kelimeyle geçti. İnsanın yaptığı güzel şey-lerin karşılığını alması ne güzel! Yan komşumuz Hatice Ha-nım ne yapsa eşine beğendiremiyor. Zavallı kadın ağzıyla kuş tutsa eşi âdeta "Neden tuttun?" diyor.



Çevremizde eşlerinin iyiliklerine teşekkür edenler olduğu gibi fedakârlıklarının karşılığında koskoca bir "hiç" alan Ha-tice Hanım'lar da var!
Ne var ki evlilikte mutluluğun yolu, güzellikleri görmek-ten, kameraları kötülüklere kapatmaktan geçtiği halde kimi eşler, kameralarını güzelliklere kapatıyor. Tatlı sözleri sine-lerinde sır gibi saklıyor."Eğer ona mükemmel olduğunu söylersem şımarır" diye düşünüyor ya da kendileriyle barı-şık olmadıklarından hiçbir şeyle mutlu olmuyor. Bu vehimle kendine de eşine de hayatı zehir ediyor.
Zaten ailelerdeki ekser problemler, eşlerin kendileriyle barışık olamamaların-dan kaynaklanıyor. Kendisiyle barışık olmayan insan, eşiyle nasıl barışık olabilir ki?

Oysa evlilikte mutlu olmak için önce insan kendisiyle ba-rışık olmalıdır. Kendisiyle barışık olan insan, kusur ve hata-ları gösteren kameraları kapatır. Eşini, sırtında kambur, ra-kip ve düşman değil, hayat arkadaşı görür.
Bazen bu arkadaş, yorulabilir, hastalanabilir, yolda kala-bilir. O zaman arka çıkmak, arkalanmak, sırtlanmak, koru-mak ve kollamak anlamına gelen arka(daşlık) devreye girer. Başkasını mutsuz edenin kendisinin de mutsuz, mutlu ede-nin de mutlu olacağını bilir.



Kendisiyle kavgalı olan mutluluk çeşmesinin musluğunu sıkıca kapayıp "Huyum kurusun ben böyleyim ne yapa-yım?" diye sadece şikâyette bulunur.


Kimileri de kendilerinin özel olduklarına inanırlar. Ha-yatta hep mutlu olmayı hak ettiklerini düşünürler; tıpkı peri masallarmdaki gibi bir hayat isterler. Onlar beyaz bulutlar üzerinde uçmalı, bir dedikleri iki olmamalı, hayat onlara cennetten bir vadi sunmalıdır.

Küçük bir aksilik karşısında "Ben bunu hak etmiyorum" diye vaveyla ederek yanlarında hazır bulunan isyan bayra-mını göndere çekerler.



Kimileri de çözülmeyi bekleyen bulmaca gibidirler. Mese-la kadın, eşinin acıktığını gözlerinden anlayıp yemeğini ha-zırlamalıdır. Erkek, eşinin bir yere gitmek isteğini fark edip "Hayatım filan yere" gidelim demelidir.



Eşleri "Ben kâhin miyim ki senin kalbinden geçenleri okuyayım, neden söylemedin?" dediğinde, "Tabii anlamaz-sın; çünkü anlamak istemiyorsun" gibi sözlerle serzenişte bulunur, işi kavgaya kadar götürürler. Çünkü eşleri onları mutlu etmeye mecburdur. Oysa evlilikte aşırı beklentide ol-mayan, kendisinin özel olduğunu düşünmeyen ve bulmaca gibi çözülmeyi beklemeyenler kendileriyle barışık olanlardır. Mutlu olmak için şartların değişmesini beklemezler, her şart-ta ve her yerde mutlu olurlar.



Yazar: Gülay Atasoy

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet Mobil Chat