Seninle ezanı dinlemeli şimdi
Bir sabah ki hacc-ı ekberin arifesinde
Yaslanıp hüccacın duasına Arafat’ta iken
Lebbeyk! .. Diyen dillerin makbul harekesinde
Ümmü Mektüm nefesinden Bilalihabeşi’nin sesinden
“Canım sana feda olsun ya Resulallah! ..” Diyen kesimden
Vakti seherdeyken etlerim lime lime tüylerim diken diken
Zaman vakfe hamilken Vedud’a yakarırken vefa
Ezanı dinlemeli şimdi seninle..
-*-
Ruhumu bedenden alan esinde
Ey müezzin! Asrısaadet imanı var sesinde
Bedirden Uhut’dan kalma yara izleri ensesinde
Bir sahabeyi göresin var aklın en muhkem tepesinde
Düşünüp dururken; “Aşere-i Mübeşşere” yüreği kimde?
Silkindiği gibi Hattab oğlu Ömer’in İlahi mecazın ilkinde
Silkinip savrulasın gelir “ba’s-ü ba’d-el mevt! ” fikrinde
Esaretine bakarak Müslüman’ın ağlamalı içten içe
Neden? Müminin döşünde tekfur i kanaviçe! ..
Sorulana cevap ey şanlı sabah elin elimde
Ezanı dinlemeli şimdi seninle..
-*-
Merve’deyken hace inim inim inlerken Safa
Dâhil olduğunda kıyamet kıyamda oluşturulan safa
Hacer-ül esvette iken başım gözüme seğirtirken kaşım
Utancını hissederek peygamberin karnına bağladığı taşın
Göğsün ıslandığında nedametten göz gözü kıskandığında
İçtimadayken küllü enam Allahın indinde
Kâbe’nin karşısında tavafçılara bakakalarak
Abdestten sonrası Zemzemden bir yudum alarak
Nerdesin. Mihrime düşecek zerreyi miskal sevap?
Köre ayan olmaz birlikte hayat sürdüğü cevap! ..
Ramak kaldığında yeniden doğuşa üzengi
Hakka boyamalı diye mihengi rengi
Aklın süzgecinden geçirip arşı
Kurulup Beytullah’a karşı
Vedud’a yakarırken vefa
Ezanı dinlemeli..
-*-
Evla mümin benim gibiyse başa gelen evla
Bağdat kan revan Basra esarette ey Huda ya Mevla
“Beyt-ül Makdis” mübarek belde kan ağlar Filistin lev’a
Eğer sen olmasaydın sen. “Hanifen Müslimin.” lev la
Şol Cennetler ağırlayacak insan bulamazdı içine
Velev ki çoğumuz koşarken Cehennemin içine
İliklerime kadar işlerken küfrün riyakâr yeli
Bir el dokunmalı başıma “Allahtan ümit kesilmez! ” der gibi
O el ki Habibizişan Nebiyi muhterem Muhammed (s.a.v.) eli
Sanki Arafat’ta hutbede; “Ümmetimi koru ya rab! ..” der gibi
Sonrası nefsimin yüzü yere düşmeli arlanmalıyım
Acıma tuz biber hüngür hüngür hüngürdeyerek
Dönüp yine yakarmalı Vedud’a yalvarmalıyım
“Sübbuhun Kuddus rabilmelaiketi verruh! ..”
“Bi-kalbi selim.” vefada Huvel-vefa
Ezanı dinlemeli şimdi seninle..
-*-
Zenbereği kurulurken kılcallarımda zehirli haçın
Şükrünü duymalıyım dimağımda onurlu şerefli açın
En bedbaht yerinden Hakka doğrulup ta rüsva kapkaçın
Kaldırıp gövdesini kıbleye yöneldiğinde Çin-Maçin
Sarı bir fitnenin gazabından korkup gına getirerek
Ehli küfrün elinden üzerime toprak atmadan kürek
Küllerinden ateş alıp köze nara dönmeden şu yürek
Sandığımda dost! Sırtımdan hançerlemeden Frenk
Kanmadan kara sevdalara banmadan şehvete renk
Kızıla boyanmadan kevn ü mekân feradis arazi
Sen benden ben senden ve Hak demden razı
Ezanı dinlemeli şimdi seninle..
-*-
Gözlerime bak! ..
“Allah bir! ” de acıma aksın kanım
Belki son fırsattır an ey gevrek imanım
Hamiyet davasında. Haddi aşmadan fena
Kanatsız kalmadan dua onca hamdüsena
Şaha kalksın umut. Yekûnda uslanarak
Şu aziz yurdun dağlarına yaslanarak
Ecdadı payidar eden esbaba bakmalı
Erken uyanmalı işrakten evvel. Kalkmalı
Gafil olmadan veda Vedud’a yakarırken vefa
Ezanı dinlemeli tamda şimdi.
Seninle..
…
Mehmet Sani Özel