Cevap: Mârâ / Yâr'a.
Sesini gözümde canlandırıyorum artık. O kadar yoksun ki, elimde ne varsa canlı tutmaya çalışıyorum mimiklerin, gülüşün, sesin hiç değişmemiş gibi onca yıl hiç geçmemiş sanki sen hâlâ yanımdaymissn gibi. Sanki başkasına hiç dokunmamis hâlâ benimmis gibi... Sabah uyanır uyanmaz artık olmadığın gerçeğiyle yüzlesiyorum korkuyorum, kızıyorum yine kabullenemiyorum huysuzlaniyorum. Gelsen milad olurdu, gittin kıyamet oldu. Mârâ.
---------- Ben oturduğum yerden o güzel gidişini izliyordum, sonra birden durdun. Halbuki ne güzel gidiyordun, geri döndün Elinde bir perde bir boya küpü, Gözlerine baktım yoktu gözlerin boşluktu. Perdeyi usulca üzerime bıraktın Ve gri boyayı üzerime döktün. Gittin, ben gidişini hayal meyal hatırlıyorum bu yüzden. Bu yüzden nereye baksam gri gibi. O zamandan beri katil olmak geçer her sabah aklımdan. Ellerini ve gözlerini kendime almak isterdim. Uzun uzun parmaklarını hergün severdim yüzüme dokunurdum eskisi gibi... Birde kalbini baş köşeye akvaryuma koymak isterdim... Bazen delirdiğimi düşünüyorum, bazende delirdiğimi söylüyorlar. Halbuki birini gerçekten çok sevmek böyle olmuyor muydu ? Çok seversen unutamazdın hanii, Hani o leyla mecnunda ferhat şirinde hep bu anlatılırdı. Yalan! Yalan işte aşk'a dair yeryüzünde ne varsa yalan, kocaman bir yalan! Senin gibi, tenin gibi. Mârâ.
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. |