Çevrimdışı

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle buluşmasını protesto etmek için İstanbul’a gelen öğrenciler bu hale getirildi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Ankara’da Yüksel Caddesi’nde toplanıp Sakarya Caddesi’ne kadar yürüyen öğrenciler burada bir basın açıklaması yaptı.

Çamlıca gişelerinde durdurulan ve otobüsten inmek isteyen arkadaşlarına biber gazı sıkan polisleri, “Amerika’nın Vietnam’da kullandığı portakal gazı arkadaşlarımıza sıkıldı” diye suçlayan öğrenciler, gözaltı öncesi ve sonrası fotoğraflarını gazetecilere dağıttılar.

Polisin gözaltına aldığı bir arkadaşlarının daha sonra burnu kırılmış haldeki fotoğraflarını gösteren öğrenciler “Arkadaşlarımız gözaltına sağlıklı girdi, şiddete uğrayarak çıktı” dediler.


Polis dayağı bebeği öldürdü

Polislere ‘vurmayın hamileyim’ demesine rağmen karnına tekme ve coplarla vurdular.

Osmangazi Üniversitesi öğrencisi Işıl Kurt “Tek amacımız önerilerimizin yer aldığı dosyayı sunmaktı. Polisler, baldırıma bastırıp göğsüme, suratıma ve belime vuruyorlardı. Ailem o halime çok üzüldü ama beni destekliyorlar” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rektörlerle buluşmasında kendi önerilerini sunmak için yürüyerek geldikleri Dolmabahçe’de polisin müdahalesiyle karşılaşan üniversiteli gençler yaşadıklarını anlattı.

Erdoğan’ın önceki gün rektörlerle yaptığı görüşme sırasında Kabataş’ta toplanan DİSK’e bağlı Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üyesi bir grup öğrenci, toplantının yapıldığı Başbakanlık ofisi önüne yürümek istemiş, ancak polisin coplu ve biber gazlı sert müdahalesiyle karşılaşmıştı. Gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrenciler yaşadıklarını anlattı.

Olaylar sırasında polisin ayakları altında çekilmiş fotoğrafı dün birçok gazetede yayımlanan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Işıl Kurt, önceki gün tek amaçlarının, hazırladıkları dosyayı takdim etmek olduğunu belirterekşöyle konuştu:

“O toplantıya zorla katılacağız demedik. Amirler bize Dolmabahçe Meydanı’na kadar yürüyebileceğimizi, sonrasını tekrar değerlendireceklerini söyledi. Aramızdan 3 temsilci seçtik. Dosyamızı kendimiz ya da bir yetkilinin vermesini istiyorduk. Beyoğlu Emniyet Müdürü’ne derdimizi anlatmak istedik. Ama bir anda müdahale başladı. Hâlâ gözaltında olan arkadaşımız Emre Öztürk’e, öğrencileri durdurmak ve geri çekmek istemesine rağmen sert müdahale oldu.

Kesinlikle böyle bir saldırı beklemiyorduk. Demokrasiden bahsedilen böyle bir dönemde yazık oldu. Hükümet adına büyük bir hata yapıldı.”


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Müdahale sırasında arkadaşlarını geriye doğru yönlendirmeye çalıştığını anlatan Kurt, “Bu sırada çevik kuvvet polisleri baldırıma bastırıp beni yere yatırdılar. Göğsüme, suratıma ve belime vuruyorlardı. Döverken bir yandan da küfrettilerini duyuyordum. Beni polis otobüsüne doğru sürükledikleri sırada ‘Amacımız sadece dosyayı vermekti’ diye bağırdığımı hatırlıyorum. Zaten sonra bilincimi kaybetmişim” dedi.
İstanbul’da yaşayan öğretmen anne ve babanın kızı olan Kurt, “Ailem o halimi görünce tabiki her ebeveyn gibi üzüldü. Ancak benim haklı mücadelemi onlar da destekliyor” diye konuştu.

Olaylarda gözaltına alınan İ.Ü. Rus Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Çağlar Kara “Bu benim ilk gözaltım” dedi ve şöyle devam etti:

“Hiçbir uyarı yapmadan direkt gaz sıktılar. Gözlerimi açtığımda iki polis beni 100’ye yakın polisin arasına sokmak istedi. Ancak muhabirleri görünce vazgeçtiler. Beni gazeteciler kurtardı diyebilirim. Zaten amirleri ve gazeteciler olmadığı zaman inanılmaz taciz, hakaret ve darpa maruz kalıyoruz.”

Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi öğrencisi İlke Acar, 7 saat boyunca polis otobüsünde tutulduklarını iddia ederek, şunları söyledi:

“Gözaltına alınış biçimimiz insanlık dışıydı. Şu anda her yerimiz çürük içinde ve merdiven bile çıkamıyoruz. Gözaltında su, yiyecek verilmedi. Otobüsün içine giren avukat bile öksürmekten konuşamıyordu.

Çünkü sıkılan gaz otobüsün içine sinmişti. Kadınları erkek polislere aratmak istediler. Tartıştığım bir polis tarafından taciz edildim. Kimliğini tespit edebilirsem dava açacağım.”
Otobüste kötü muamele

Yediği dayaktan dolayı çenesine dikiş atılan Anadolu Üniversitesi İktisat bölümü öğrencisi Gürkan Köse, “Otobüste polisler ‘İçerde 10 erkek 3 kız var, tabi onlara kız denirse’ diye laf atıyorlardı.

Nefes alamadığımız için klimanın açılmasını istediğimizde ‘hava çok güzel, açmaya gerek yok’ cevabını aldık” diye konuştu.
Gözaltıları protesto için eylem yaptılar

Genç-Sen ile Ekim Gençliği üyesi bir grup, Galatasaray’dan Taksim Meydanı’na kadar yürüyerek önceki gün yaşanan olayları ve bazı öğrencilerin gözaltına alınmalarını protesto etti. Grup adına açıklamayı okuyan Ekin Acar, “Polis hiçbir uyarı yapmadan bizlere saldırdı. Bizler yapılan saldırılara karşı geleceğimiz için söz, yetki ve karar hakkımızı mücadele ederek alacağız ve YÖK düzenini kaldıracağız” dedi.

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de “İstanbul Emniyet Müdürlüğü bir kez daha sorumsuzca davranmıştır. Medyaya yansıyan görüntüler bize 12 Eylül gününü hatırlatmıştır. Öğrencilere yönelik orantısız şiddet kullanımından sorumlu olan yetkililer hesap vermelidir” dedi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Işıl Kurt dövülürken çekilen bu fotoğraf önceki günkü olaylarda öğrencilere karşı orantısız güç kullanımının simge görüntülerinden biri oldu.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]