Ne kadar güzel demiş yazan, değil mi? DEĞİL ! Bu yazı örneklerde taraf tutarak, okuyucunun düşüncelerini yönlendiriyor... Öyle yazıyor ki yanlış fikirler ilk bakışta “ne kadar da doğru” dedirtiyor...
Üç tür sevgiden bahsetmiş değil mi? Eğer... çünkü... rağmen... şeklinde. Ve en güzelinin “rağmen” olduğunu, “eğerin” bencilce olduğunu, “çünkü”nün yaygın olduğunu savunmuş. Bunu desteklemek için de “eğer” ve “çünkü”ye yüzeysel düşüncelerin örneklerini vermiş. Halbuki madalyonun diğer yüzüne hiç değinmemiş.
Ben diyorum ki “rağmen”li sevgi en zayıf olanıdır. Neden mi? Düşünün “Seni buna rağmen seviyorum, seni şuna rağmen seviyorum” Ne güzel... Eee peki niye seviyorsun diye sorsak? Japonun dediği gibi “çünkü”lü bir cevap kötü ise, ve yüce “rağmen”li seven adam “seviyorum işte” gibi zayıf bir cevap veriyorsa, o sevmek değil hayat onları birbirlerine sürüklediği için beraber takılmaktır...
Peki yazıdaki gibi “çünkü”lere yüzeysel değil de daha değerli cevaplar versek... “Seviyorum çünkü senin altın gibi bir kalbin var”, “seviyorum çünkü alçakgönüllüsün”... Böyle bir sevgi daha kuvvetlidir, çünkü sevmesinin sebebini hayat değil kişinin kendi yaratmıştır.
Ve “Eğer” bir sevgi türü değil, sevmenin başlangıcıdır... Karşındakini tanırken insan “eğer”li cümleler kurar kalbinde. “Eğer bana saygı duyarsan seni severim” gibi... Bu sevgiyi bir şarta bağlamak değildir, karşındakinin sevmeye değer olup olmadığını anlamaktır. Zaman ile bu cümle “Seviyorum çünkü bana saygılısın”a dönüşür. “Rağmen”ler sevgiyi sınayanlardır. Sevginin temeli değil...Japonunki gibi sadece "rağmen"li sevgi diye bir şey yoktur.
Sevgiyi böyle parçalamak sınıflandırmak ne kadar garip...
Bir insan sizin zihninizde ki “eğer”leri “çünkü”ye çevirebiliyorsa ve o insan hakkındaki “rağmen”leriniz sizin “çünkü”lerinizin karşısında yeniliyorsa o zaman onu seversiniz. Yani Japonun yazısını temel alırsak sevgiyi böyle tanımlarım Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
-Özhan Sözer |