Elbette ayırmak ve ayrıştırmak lüzumsuzdur. Ancak bu ülkede siviller arasında ciddi görüş ayrılıkları var. Demokrasiden söz etmek istiyorsak eğer farklı görüşlerin çeşitliliğiyle parlamenter sistemi işletebiliriz. Sağcı ve solcular karanlık ve sisli sokaklarda birbirlerine kurşun sıkarken, ordu; yönetimin otoriteden yoksun olduğunu ve ülkedeki siyasi olguları birbirine düşürdüğü gerekçesiyle darbe yaptığında her iki görüşü benimseyenlerde cezaevlerinde işkence gördüler. İşkence anayasasına yüzde 98 ile evet dendi. Rejim tamamen şiddete, baskıya ve zulme dönmüştü.. Evet sağcılar ve solcular kavga içindeydi, biri dur demeliydi. Ancak bu darbeyle olmamalıydı. Darbeden sonra neden Türkeş, Erbakan, Demirel'e görev verildi hükümeti kurması için? Neden sağcı kesim ön plana çıktı? Demokrasi denen şey bu mudur?
-
Dini sömürü ve ilginçliklerinizi siyasete karıştırmanıza da saygı göstermek olgunluk ve demokrasi örneğidir.
Dinimizi gerçek anlamda yaşayan ve siyasete alet edenler neden bu zamana kadar ceplerini doldurdu? Erbakan'ın kayıp trilyon davasını incelemeni tavsiye ederim. Hocam sen napmışsın yahu diyeceğine eminim. Namazında niyazındaydı ya? Her namazında niyazında olanı saf ve temiz sanmayın. Pek sevdiğimden kullanmıyorum sağ ve sol ayrımını. Bu bir gerçek maalesef; sağcı ile solcu siyah ve beyaz gibidir, birbirini sevmez. Hayatlarındaki tüm olgular birbirinizin zıttıdır. Keşke, başlığımız sağ ve şiddet olsaydı da sağcılığıda nacizane açıklasaydım. Bahçelievler katliamını ve daha bir çok kanlı katliamları yapan kimdi, kesimi neydi? Bilim adamlarını, gazetecileri öldürenler hangi gömlek altındaydı, hangi ocaklara mensuptu? Dikkat edin şimdi: terör eylemi yapmayan, sivil örgütlenen; anayasadaki grev, gösteri, yürüyüş haklarını kullanan solcu ve ezilen, hak arayan kesimin bugüne kadar kanlı bir eylemini, insan canına kıydığını gördünüz mü? tanık olmayı bırakın, gündemde oldu mu böyle birşey? Haber ajansları geçti mi? Haberlerde denk geldiniz mi? Gelmediniz, gelmeside zordur. Çünkü insancıl ve bilimsel birşeyler görüyorum o kesimde. Bakın evet kutsal kitapda güzellikler iyilikler yazmakta, aynı zamanda ibadet yeteneğine sahip insanların imana yakın ve yanlıştan uzak olduğu her zamanda, kalplerinde de bu olguları yaşatmaları mümkün olabiliyor mu? Olamıyor, keşke olsa. Keşke, başlığımız cemaatçiler ve muhafazakar kesim olsaydıda yazının içinden bir yerden dini sömürü ve çılgınlıklarını yakalayıp, yapmayın etmeyin dinimizi kirletmeyin diyerek enstrümanı öttürmeye başlasaydım. Onunda sırası gelir mutlaka, paylaşırız düşüncelerimizi.
|
Alıntı: |
Halkı düşünmek, sosyal politikalar üretmek, ezilenin yanında olup eşitlik ve demokrasiyi savunmak sol görüşle mi oluyor?
|
Hayır sol görüşle olmuyor, Anayasada sosyal devlet ibaresiyle oluyor. Yapacaksın diyor, sana kural koyuyor. Halkını düşüneceksin diyor sana yasalar. DP'den sonra bana örnek gösterir misin, sol bir iktidarın sosyal devlet anlayışına aykırı davrandığını? Şunu demen normal, bir tek Ecevit 74'de iktidardayı, müsade etmediler ki adam çalışsın..
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Geri kalan her dönemde, peynir gemisini lafla yürüten sağcıları gördüm ben. Seçimlerde çöplerden oy çıkarken de sağ bir iktidar vardı. Ekmek kuyruklarında halk perişan olurkende öyle.
|
Alıntı: |
Sağcıya sor, solcuya sor, devrimciye sor, ülkücüye sor, muhafazakara sor, kime sorarsan sor hepsi kalıpsal tanımlar yapar ve genelde İslamiyet bu tanımların hepsini kapsar.
|
İyi bir zekaya sahip, araştırmacı, kitabı okuyan ve gerçek anlamda arapçaya hakim olan bilim adamları laikliğin ve demokrasinin kitapta yazdığını çözmüşler. İnanıyorum ben buna sonuna dek. Sorunun temelide burda. Bir kesim diyor ki, benim anayasam Kuran'dır. Bir kesimde, yok efendim olmaz öyle şey, sivil olmalıdır... Sağ ve sol kavramları böyle doğmuştur. Sağın temelinde din, solun temelinde bilimsellik çağdaşlık vardır. İkiside ihtilal yapmaya çalışır. Zaten ihtilalsiz olmamalıdır, yenilik her zaman gereklidir. Sağcının yaptığı ihtilal kötü sonuçlar verirse, bunun adı şeriat olur. Solcunun yaptığı ihtilal iyi sonuçlar verirse, fransız ihtilalinde halkın yaptığı ihtilal ve dünyanın dengelerinin, kavramlarının değiştiği gibi.. iyi sonuçlar veren ihtilalin adı da devrimdir.
|
Alıntı: |
Ne zaman kardeşçe Türklük çatısı altında toplanılırsa o zaman ülke olarak ileri gidebiliriz.
|
İşte bazı kesimler diyor ki, benim ırkım rengim belli kardeşim, neden Türk diyorsunuz bize? Neden ''ne mutlu Türküm'' sözünü benimsememe çalışıyorsunuz diyorlar.
Anne babalarını seçme özgürlükleri yok insanların. Olsaydı da yine şuan ki ırklarını seçerlerdi çünkü bu mesele gurur ve onur meselesi olmuş artık. Anayasadaki ibare şu; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkesin dili, rengi, ırkı aynıdır. Devletinin yönetim şekli Cumhuriyet, bayrağı ay yıldızdır. Herkes birdir, eşittir.
Birde Osmanlıyı canlandırmaya çalışan bir kesim var, onların amacı da tıpkı Noyan gibi, Türki ırkları bir araya toplamak, bir nevi cihat politikası, tek ırk, tek din muhabbeti.. İşte böyle bir düşünceyle, bir ve beraber yaşamak zorlaşıyor. Hak aramak zorlaşıyor. İnsan haklarına saygılı devlet anlayışı diye bir anlayış vardır. Hukuktan öte bir cümledir bu. Dünyada böyle kabul edilmiş bir doktrindir.
Cevap hakkı doğdu, buyrun.