Bu savas'a 'HAYIR' de ! !
Bazi yanli gazeteciler ve bakanlar 'sehit' cenazelerinde "Onlarin sayesinde bu camii'den huzur icinde namazimizi kilabiliyoruz" gibi soylemlerde bulunuyorlar..Orda onlarca cocuk hayatini kaybetti diyemi huzur icinde kiliyorsunuz namazinizi ? Huzurunuzun diyeti bu kadar agir midir ? Bu diyeti canlariyla odeyenler camii lerde cenaze namazlarini kilinacagini biliyormudu ?.. Saglik bakani recep akdag 'jandarma Uzman Cavus Cahit Yildirim' in cenazesi icin erzurum'a gitmisti . Ve baslamisti nutuk atmaya vali makaminda sehidin babasinin yaninda ve gazetecilerin onunde "bu gozu donmus vatan hainleriyle mucadelemiz devam edicek sehrimizin 251. sehidini de ugurluycaz sehid olan tum kardeslerimize ALLAH'tan rahmet diliyoruz" demisti .. Bunun uzerine Sehidin babasi soz alip "biraz ihmal mi var? nasil oluyorsa bu karakol kacinci kez basildi neden tedbir alinmiyor bisi diyemiyorum valla" demisti hatirlarmisiniz bilmem .. Boyle diyinca baba tabi bakan Sehri , tam 251. sehidi icin kutlayacakken tadi kaciyor sessiz kaliyor .. Hepimizin bu konuda dikkatli ve duyarli olmamiz gerekiyor .. "Huzurlu sekilde yatabilmemiz icin daha cok sehit veririz" gibi muhabbetlerden vazgecin ..Bu korkunc dille savasi ve cinayeti kutsamakdan baska birsey yapmamis oluyorsunuz .. Bolunmeyen vatanimizda bir dusmanlik dalgasi yaymis oluyorsunuz .. Akan kanlarin sorumlularina dikelim topluca gozlerimizi ve hep birlikde 'HAYIR' diyelim ..
sair ve oyun yazari wolfgang olmeden once bir siir birakmisti ardindan .. 'Sonra yapilacak tek sey var' ..
“SONRA YAPILACAK TEK ŞEY VAR
Sen. Makinenin başındaki adam, atölyedeki adam. Yarın sana su boruları ve yemek kapları yapmayı bırakıp miğferler ve mitralyözler yapmanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Tezgâhı ardındaki kız ve büroda çalışan kız. Yarın sana el bombalarını doldurmanı ve keskin nişancı tüfeklerine dürbün takmanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Fabrika sahibi. Yarın sana talk pudrası ve kakao yerine barut satmanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Laboratuardaki araştırmacı. Yarın sana eski yaşamı yok edecek yeni bir ölüm keşfetmeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!
Sen. Odasındaki şair. Yarın sana aşk şarkılarını bir yana bırakıp nefret şarkıları söylemeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!
Sen. Hastasının başındaki hekim. Yarın sana cepheye gönderilecekler için sağlam raporu yazmanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Kürsüdeki rahip. Yarın sana cinayeti kutsamanı ve savaşa övgüler yağdırmanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Gemideki kaptan. Yarın sana buğday taşımayı bırakıp tank ve top taşımanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Havaalanındaki pilot. Yarın sana kentlerin tepesine yakıp yok eden bombalar yağdırmanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Dikiş masası başındaki terzi. Yarın sana asker üniformaları dikmeye başlamanı emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Cübbesinin içindeki yargıç. Yarın sana askeri mahkemeye gitmeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Tren istasyonundaki. Yarın sana cephane ve asker taşıyan trenlerin kalkması için sinyal vermeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Köydeki. Sen. Kentteki. Yarın askere alma belgeleriyle kapına dikilirlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!
Sen. Normandiya’daki ana, Ukrayna’daki ana, sen San Fransisco’daki ve Londra’daki ana. Sen Hoang Ho ve Missisippi kıyılarındaki ana. Sen, Nepal’deki ve Hamburg’daki, Kahire’deki ve Oslo’daki ana; yeryüzünün dört bir yanındaki analar, dünyanın tüm anaları, yarın size askeri hastanelerde hemşirelik yapacak, yeni savaşlarda savaşacak çocuklar doğurmanızı emrederlerse, yapacağınız bir tek şey var: HAYIR deyin!.. Analar, HAYIR deyin!
Çünkü hayır demezseniz analar, eğer hayır demezseniz, işte o zaman, Pus çökmüş, gürültülü liman kentlerinde iniltiler çıkaran koca gemiler suskunluğa bürünecekler ve su almış dev mamut kadavraları gibi, rıhtımların yosun ve midye bağlamış, ölgün, ıssız duvarları önünde miskin miskin yalpalayacaklar; daha önce ışıltılar saçan o görkemli gövdelerden, bir balık mezarlığı gibi, çürük, sayrı, ölü kokular yayılacak..."
Bunların hepsi olacak, yarın, belki bu gece, eğer... eğer... eğer... 'HAYIR' demezseniz! ! .. Saygilarimla .. |