Salzburg'un tuz yataklarından birine, kışın etkisiyle yaprakları dökülmüş bir ağaç dalı atılır. Yatağın derinliğinde kaldığı süre boyunca bu ağaç dalı, bin bir güzellikteki kristallerle kaplanır. Kristalleşme yalnızca ağaç dallarına özgü değildir. Yaşadığı uzun kışın ardından, çırılçıplak bir ağaç dalı olan insan, aşkı tanıdıktan sonra bin bir kristalle kaplanır. Doğadaki her şey daha güzeldir, sevdiği kişide fark ettiği her yeni özellik yeni bir kristaldir onun için; çok daha güzeldir, çok daha parlaktır. İşte kristalleşmiştir insan; fakat artık çok daha kırılgandır.
[Stendhal]