Kim olduğunuzu düşünüyorsunuz ???
…“Ölümsüz bir Ruh olduğumu biliyorum”, ya da “Bu çılgın Dünyadan bıkıp usandım, tek istediğim biraz huzur” diyebilirsiniz;
ama, ancak telefon çalana kadar.Kötü haber.Borsa çöktü; Anlaşma bozuldu;
Arabanız çalındı; Kayınvalideniz geldi; Yolculuğunuz iptal edildi; Sözleşme
bozuldu; Eşiniz sizi terk etti; Daha fazla para ist...iyorlar; Bunun sizin hatanız
olduğunu söylüyorlar.Aniden endişelenir ve öfkelenirsiniz.
Sesiniz sertleşir; “Buna daha fazla dayanamıyorum!” Başkalarını suçlar, onlara saldırır, kendinizi savunur ve haklı
çıkarmaya çalışırsınız; Üstelik hepsi otomatik pilotabağlanmış (bir) şekilde olur.Açıkça görüldüğü gibi, şimdi kendiniz için
başkabir şey istemediğinizi söylediğiniz halde, huzurdan çok daha önemli olan başka
bir şey vardır ve artık “Ölümsüz bir Ruh” olduğunuzu düşünmezsiniz bile.
Anlaşma,para, sözleşme, kayıp ya da kayıp tehlikesi(çok) daha önemlidir.Kim için? Az önce sözünü ettiğiniz ölümsüz Ruh
içinmi?
Hayır, Egonuz için.Küçük benliğiniz
geçici olan şeylerde güvenlik veya tatmin aramakta, bulamadığı için de
öfkelenmektedir.Eh, en azından şimdilik, gerçekte kim olduğunuzu biliyorsunuz!
Eğer istediğiniz şey gerçekten huzursa, huzuru seçersiniz.Eğer sizin için en önemli şey gerçekten huzursa ve kendinizin
gerçekten “Ölümsüz bir
Ruh” olduğuna inanıyorsanız, zorlayıcı İnsanlarla ya da durumlarla
karşılaştığınızda tepki vermezsiniz ve tamamen uyanık kalırsınız.Durumu hemen
kabullenirsiniz ve kendinizi ondan ayırmak yerine, onunla birleşirsiniz.Sonra,
uyanıklığınız sayesinde bir cevap gelir.Cevap veren gerçek sizsinizdir (bilinç),
olduğunuzu sandığınız kişi değil (küçük ben ya da Ego).Son derece güçlü ve
etkili olduğundan, hiçbir durumu ya da İnsanı düşman olarak görmesine gerek
yoktur.
…Kendinizle ilgili ne kadar sınırlı, ne kadar dar bir Egosal bakış açınız varsa, başkalarının Egosal sınırlarına o denli tepki
verirsiniz.Onların “hatalarını” ya da hataları olarak algıladığınız şeyleri, onların kimliği olarak yorumlarsınız.Yani sadece
onların Egolarını görür ve dolayısıyla kendi Egonuzu güçlendirirsiniz.Başkalarının Egolarının içinden bakmak yerine, Egonun
kendisine bakarsınız.Peki Egoya bakan kimdir?
Sizin Egonuz elbette.
Fazlasıyla Bilinçsiz İnsanlar, kendi Egolarını başka İnsanlardaki yansımalardan deneyimlerler. Başkalarına tepki verdiğiniz
şeyin,aslında sizde de olduğunu anladığınızda, kendi Egonuzun farkına varmaya
başlarsınız.
Bu noktada, başkalarının size yaptığını sandığınız şeyleri
başkalarına yaptığınızı da fark edebilirsiniz.O zaman da kendinizi “Kurban” olarak görmekten vaz geçersiniz.
Siz Ego değilsiniz.Dolayısıyla kendi Egonuzun farkına varmanız, kim olduğunuzu bildiğiniz anlamına gelmez; Sadece kim
olmadığınızı bildiğiniz anlamına gelir.Ama kim olmadığınızı bilmek, gerçekte,
kim olduğunuzu bilmek yolundaki en büyük engeli aşmak demektir.
Kimse size kim olduğunuzu söyleyemez.Eğer söylerse, bu başka bir kavram olur ve yine
değişemezsiniz.Kimlik, inançsızlığı gerektirir.Aslında, her “İnanç” bir engeldir.Zaten her kimseniz o olduğunuzdan, kim
olduğunuzun farkında olmanıza
bile gerek yoktur.Ama farkındalık olmadan, gerçek kimliğinizi bu Dünyaya
gösteremezsiniz.Gerçek kimliğiniz, ifade edilmemiş bir şekilde olduğı yerde kalır.O zamanda bankada 100 milyon doları
varken sokakta dilenen “yoksul bir
adam” gibi olursunuz, çünki onun da sahip olduğu “zenginlik” ifadesini
bulmamıştır.
__________________ Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir.. |