Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Nisan 2010, 23:28   #1
Çevrimdışı
SeytaninOrkestrasi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Nihat Sırdar - Köşe Yazıları




HİÇ BİZDEN HEP ONLARDAN

Aytaç Durak’ı İçişleri Bakanlığı görevden aldı...
Gerekçe?
Hakkındaki rüşvet iddiaları.
Ne var iddia olarak?
Yardımcısının söyledikleri, arazi satın alıp imara açarak rant elde etmesi iddiası, karısının arazilerini imara açarak menfaat sağladığı iddası vs...vs...
İddaa çok.
Olabilir mi peki?
Mahkeme araştırır karar verir olup olmadığına.
Hakkında bu kadar şaibe olan bir belediye başkanının görevden alınması doğru mudur peki?
Doğrudur tabii...
***
Hayatında alt yapı işi yapmamış firmaya trilyonluk işler veren, bu işlerin çok daha düşük ücrete taşerona devredilmesine göz yuman, bu taşeronu ve yaptığı işi denetlemeyen, denetlemediği için küçücük kız çocuğunun kanalizasyona düşüp ölmesine neden olan, acil ihtiyaç diye burada otobüsün alası üretildiği halde gidip Almanya’dan ihalesiz alan, yakınları ve kendisiyle ilgili sürüyle iddia bulunan belediye başkanı neden görevden alınmıyor peki?
Desek ki küçük bir kentin belediye başkanıdır, o yüzden göze batmıyordur...
Koskoca İstanbul’un Belediye Başkanı birader adam...
Onu geçtik...
***
Hakkında Almanya’da hapis istemiyle dava açılan, bu dava ve soruşturmalar nedeniyle 5 yıldır Almanya’ya gidemeyen, RTÜK Başkanı olduğu zaman hiçbir firmada ortaklığı bulunmaması gerekirken ticaret yapmaya devam eden Zahid Akman niye alınmadı RTÜK Başkanlığı’ndan? Alınmaması bir tarafa, hâlâ RTÜK üyesi beyefendi.
Ya Ankara’nın Belediye Başkanı’na ne demek lazım?
Seçimler öncesinde yaptığı yolsuzluklar ortalara dökülen, peşkeş çektiği ihaleler ayyuka çıkan Melih Gökçek nasıl hâlâ görevde?
***
Görevden almak iyi de...
Adamına göre olunca tuhaf kaçıyor.
Bir de şu soru aklına takılıyor insanın...
Aytaç Durak AKP’li olsaydı ki öyleydi, yine alınır mıydı görevden?
Hatta...
Tüm bu yolsuzlukları 1,5 yılda mı yaptı bu adam?
Önceki dönem de hakkında bu iddialar vardı.
Neden görevden alınmadı o zaman?
Sahi...
Geçen dönem hangi partiden başkandı Aytaç Durak?

Alıntı - [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

NORMAL DURUMLAR

Anayasa değişikliği paketi tartışılıyor ya...
Arkadaşlar diyorlar ki 'Yargıdan gelen açıklamalar, siyasi açıklamalar'
Yuh artık...
Yani yer her şeyi bu halk da, bu kadarını da yer mi?
Bizzat adaletin içinde olanların yapılacak değişiklikleri eleştirmesinin neresi siyasi olabilir?
Senin yaptığın değişiklikler, istediğin hakimi savcıyı istediğin yere atamayan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştirmen siyasi olmayacak, o kurumun yöneticilerinin eleştirileri siyasi olacak.
Bu kadar laf kalabalığı içinde bunu bile söyleyebiliyorlar adamlar.
Halbuki o kadar belli ki olan biten.
Yargıyı tam olarak istedikleri gibi yönetemedikleri için yapıyorlar bu değişiklikleri.
Anayasa Mahkemesi tehlike onlar için mesela.
Kapatabilir partilerini çünkü.
O yüzden yapısını değiştiriyorlar. Hatta bu da kesmiyor, parti kapatma yetkisini mahkemeden alıp Meclis'e veriyorlar.
Kendi kendilerini kapatırlar mı sizce?
Dokunulmazlıklarını sittin senedir kaldırmayan adamlar, kendi partilerini kapatırlar mı?
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu mesela...
Yapısını değiştiriyorlar, üyelerini meclis seçsin
diyorlar.
Neden?
Çünkü bizzat görevlendirdikleri savcının özel
yetkilerinin alınmasını istemiyorlar.
Ve tüm bunlar onlara göre demokratikleşme
süreci.
Normalleşme...
Peki madem amaç bu...
O zaman kaldırsana dokunulmazlıkları...
İndirsene yüzde 10 barajını...
Asker sivil mahkemede yargılansın diye madde koyuyorsun ya...
Seni hiçbir mahkeme yargılayamıyor...
Onu ne yapacağız peki?

ALINTI ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

----------

Hepimiz kazız...

Bir dinleyicim oturmuş yazmış...
Demiş ki acaba ben devlete ne vergileri ödüyorum bir ücretli olarak diye.
Hani Maliye Bakanı 'Krizi emekli ve ücretliye yansıtmadık' demiş ya...
Mesela elektrik faturasında;
Enerji fonu, TRT payı, KDV ödüyoruz devlete.
Su faturasında;
Bakım bedeli, Çevre Tüketim Vergisi, KDV...
Ev telefonu faturasında;
Kullanım ücreti, ayrıntı ücreti, Özel iletişim Vergisi, KDV.
Üstelik herkes dinlendiği için özel konuşma imkanımız olmamasına rağmen ödüyoruz 'Özel İletişim Vergisi'ni...
Diyelim ki araba alacaksınız.
Teslim alırken ödediğiniz para 30.500 TL.
Peki bu arabanın gerçek fiyatı ne?
18.406 TL...
Gerisi?
ÖTV 6810 TL...
KDV 4539 TL...
MTV 324 TL...
Plaka 420 TL...
Oldu mu sana 30.500 TL.
Benzin alacaksın mecburen arabana.
Litresi kaç TL?
3.65...
Ne kadarı vergi peki?
2.44...
Çok canın sıkıldı, efkarlandın...
Rakı içeceksin mesela.
Kaç para 70'lik rakı?
29.90...
Kaçı vergi peki?
17.33...
Yani ayrıca su katmamak lazım artık rakıya.
Bu kadar vergiye daha saygılı olup sek içmeli.
Neyse ki aybaşı geldi...
Maaş alacaksın rahatlayacaksın.
Diyelim ki 1000 TL yazıyor bordroda.
Ama öyle hemen 1000 TL almak olmaz.
SSK primi 140 TL...
Aylık gelir vergisi 127.50 TL. Ama üzülmeyin, yıl sonu bu 170 olacak.
Asgari geçim indirimi 54.68 TL...
Damga vergisi 6.60TL...
Kaldı mı sana 770.58...
Bu kadar mı peki vergiler? Bitmez...
Ben yazarım ama sütun yetmez. Demem o ki...Vergi kutsalsa eğer... Hepimiz cennetliğiz birader. Öbür dünya için endişelenmeye gerek yok.

ALINTI ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

----------

İntikam


Arkadaşlar kendilerine göre bir adalet sistemi istiyorlar.
Hakimleri, savcıları kendi istedikleri gibi seçebilecekleri, olur da istedikleri gibi karar vermeyen bir hakim olursa istedikleri yere sürebilecekleri bir sistem istiyorlar.
Anayasa değişikliği içinde sıkıştıracaklarından biri de bu...
Diyorlar ki 'Halkın iradesini biz temsil ediyoruz. O hakimleri atayacak kurulun üyelerini de biz seçeriz.'
Yani sen yüzde 42 oy aldın diye halk sana 'İstediğini yap' demiş manasına geliyor bu.
Çal, çırp, peşkeş çek, onun bunun işini yap, komisyon al...
Sonra iş yargılanmaya gelince...
Seni yargılayacak hakimi atayacak kurulun üyesini sen seç.
Nasıl güzel memleket değil mi?

***
Mesela Melih Gökçek ağlıyor televizyonda;
'6 yıl önceki fiyatlara dönmeyi kim kabul edebilir. Böyle şey olur mu?'diyor...
O Melih Gökçek'in yönettiği Ankara'da Tekel işçileri aylarca aç bilaç yattılar. Soğukta titrediler.
Ne için peki?
6 yıl önceki maaşlarına dönmemek, hak
ettiklerini geri vermemek için...
Peki ne yaptı Melih Gökçek?
Yardım etti mi?
Isınmaları için odun gönderdi mi?
Seçimlerden önce millete don, gömlek dağıtan Gökçek, Tekel işçilerine bir tas sıcak
çorba verdi mi?
Şimdi ağlıyor...
'Belediye iflas eder' diyor.
İntikam almak için, öyle olmaz böyle olur demek için otobüslerin sefer sayılarını azaltıyor.
Duraklarda üst üste bekleyen Ankaralılar da herhalde içlerinden 'Bize müstahak' diye
geçiriyorlardır.
Bu arada...
Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı'nın bana 'Biz sizi biliyoruz zaten' konulu bir mail atmasına gerek yok.
Zahmet etmesinler...
Ben kendimi biliyorum zati...


ALINTI ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

----------

Kendin çal, kendin oyna...

Milletvekillerinin maaşlarını belirleyen kim? Milletvekilleri... Diyelim ki bir milletvekili işlediği bir suçtan dolayı silah alamıyor.
Bu milletvekilinin silah alabilmesi için gerekli yasa değişikliğini yapan kim?
Milletvekilleri...
Ki bu daha yeni oldu.
Milletvekillerinin ve hatta eski milletvekillerinin, onların yakınlarının, çocuklarının sağlık harcamalarını, kira yardımlarını, yapacakları harcamaların limitlerini belirleyen kim?
Milletvekilleri...
Suç işleyen ve yargılanması gerekirken dokunulmaz olduğu için yargılanamayan milletvekilinin, dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağına kararı kim veriyor?
Milletvekilleri...
Yüzde 42 oy aldığı halde, bakanları ve milletvekilleri ile ilgili tüm gensoruları reddeden ve bunu seçim sisteminin dandikliği sonucu elde ettiği Meclis çoğunluğu ile yapan kim?
Yine aynı milletvekilleri...
Hani Başbakan “Yalama oldu bu gensoru işi” diyor ya...
Kim acaba yalama yapan gensoruyu diye düşünüyor insan bu durumda.
Şimdi bütün bu manzara ortadayken, milletvekillerinin kendilerine verilen tüm yasama yetkilerini kendi çıkarlarına kullandıkları gün gibi ortadayken, Başbakan’ın isteğini hatırlayalım;
“Siyasi partilerin kapatılmasına Meclis karar versin” diyor Başbakan...
Bırakın parti kapatmayı, basit bir gensoruyu bile reddetmeyi alışkanlık haline getirmiş bir Meclis’in, böyle bir oylamayı nasıl yapacağını düşünün.
Hatta düşünmekle kalmayın, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında işadamlarının muhalefet milletvekillerine Abdullah Gül’e oy versin diye açtığı telefonları hatırlayın.
Bu Meclis karar verecekmiş partilerin kapatılmasına.
Bu arada...
Tüm bu yazı içinde adı bile geçmeyen kurum hangisi?
Yargı...
Zaten şu anda en büyük alerjiyi yaratan ve tam olarak ele geçirilemeyen bir tek orası kaldı...
Onu da devre dışı bıraktık mı tamamdır.
Hem yargı neymiş canım...

ALINTI ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver