|
Ajan Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
Milli Mücadele'ye destek vermek yerine savaş galipleriyle işbirliği yapan Kürtler 'in Osman'lıyı parçalamak uğrana Sevr Konferansında sözde toprak dağılımında Ermeniler'le iş birliği yaparak Anadolu'nun bir kısmında Kürt Devleti oluşturmak istemeleri yüzünden azınlık haklarından oldular.
Avrupa devletleri neden azınlık haklarını istedi, kara kaşına kara gözlerine mi yandılar ? Yoksa Osmanlı'yı parçalamak için anlaşma yaptığı Kürt'lere verdiği vaatleri yerine getirmek için mi ? Ekmek yediğin kaba pislersen, kabı önünden çekip alırlar. Bu kadar basittir olay.
|
Kurtler ne serv'de nede Lozan da turkleri satmamistir.Kurtler lozan ve oncesinde Türklere güvendi, kendisinin haklarını tanıyacağına, özerklik vereceğine inandı. O günden beri Kürtler bekliyor. Ancak burada yanlış bir algı yaratılmak istendiği açıktır. Türkleri ikna etmesi gereken Kürtler değildir. Bugüne kadar bilimi inkar eden ve tarihi yanlış yazan ve okullarda ırkçı-şoven eğitim sistemi ile beyinleri yıkayan yönetenlerdir.
"Lozan'ın işe gelen kısmının hatırlanması, işe gelmeyen kısmının hatırlanmaması kabul edilemez."
24 Temmuz'da, Lozan Antlaşması'nın imzalanmasının üzerinden 82 yıl geçti. Ama, Türkiye, Lozan Antlaşması'nın hükümlerini ısrarla yerine getirmiyor.
"Eğer Türkiye, Lozan Antlaşması'nın 39/4. maddesini uygulamış olsaydı, bugünkü Kürt sorununun yüzde 80'i olmazdı. Bunu açıkça iddia ediyorum."
"Hem
gayrimüslimlere getirilen haklar tam olarak uygulanmamaktadır, hem de azınlıkların korunmasıyla ilgili 3. Kesimde,
gayrimüslimler dışındaki kimi gruplara da haklar getirildiği halde, devlet bunları kabul etmemekte ve uygulamamaktadır."
Türkiye Cumhuriyeti, 340 sayılı yasayla, Lozan'ı iç hukukunda yürürlüğe koymuş durumda. Anayasa'nın 90. maddesi, "uluslararası antlaşmalarla kanunların uyuşmazlıkları halinde, uluslararası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını" söylüyor.
Maddenin tam metni şöyle:
"Herhangi bir Türk uyruğunun,
gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde, din, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında, dilediği bir dili kullanmasına karşı hiçbir kısıtlama konulmayacaktır."
Artik yorum size kalmis ..