14 Mart 2010, 18:03
|
#5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Soykırımcı Amerika 'GO HOME YANKi!'
1915 TEHCİRİ SOYKIRIMSA BUNLAR NE? Tabii yerlileri yok etmenin tek yolu bu şekilde teker teker öldürmekte değildi. Amerikalılar bazen İngilizlerden öğrendikleri çiçek hastalığı mikrobunu battaniyelerin içine yerleştirerek hastalığı onlar arasında yayıp toplu öldürme yöntemlerine de başvuruyorlardı… Massachusetts ve Virginia bölgesinde bu yöntemler sıklıkla uygulanarak yüz binlerce yerli öldürülmüştü… Bölge boşaltma adına uygulanan yöntemler bulunanla da sınırlı değildi bazen de tehcir ve tehcir esnasında katliam metoduna başvuruluyordu… 1776,1780 ve 1803 yıllarında Virginia Valisi Jefferson bizzat Amerikan Cumhurbaşkanının emri ile Shawnees,Cherokees yerlilerini Ohio’dan Missisipi’ye tehcir etmişti.Aynı vali savaş bakanlığına gönderdiği raporlarda mutlaka bu yerlilerin yok edilmesinden söz ediyordu.Yine bu plan çerçevesinde aynı vali tarafından hem de Anadolu da ki Ermeni tehcirinden 100 yıl önce yüz binlerce yerli Güney Doğu Amerika’dan Oklohama bölgesine tehcir edilmişti.Bu tehcir sırasında adeta İngiliz askerlerin kucağına atılan Choctows,Cherokees ve Creek yerli kabilelerine mensup 12.000 kişi hunharca öldürülmüşlerdi… Yerlilerin yoğun biçimde tehcir uygulamasına tabi tutuldukları Georgia, Kentucky, Texas, Dokatas, Oregon ve California gibi eyaletlerde bir süre sonra yerli nüfusu adeta yok olmuştu.1900 yılı itibarı ile eskiden yoğun olarak yerlilerin yaşadığı bu bölgelerdeki nüfusun %98’ini Anglo-Amerikan ırkına mensup kişiler oluşturmaya başlamıştır. Çünkü bu toprakların gerçek sahipleri ya sürülmüş, ya da öldürülmüşlerdi… Resmi bir rapora dayanan ve bir eyalete ait yerli nüfus oranlarını katliamdan önce ve katliamdan sonra olarak veren aşağıda ki tablo aslında her şeyi daha net anlatmaktadır; YERLİ HALK ADI KATLİAMLARDAN ÖNCE Kİ NÜFUS KATLİAMLARDAN SONRA Kİ NÜFUS TONKAWAS 1.800 56 CADDO 8.500 500 WİCHİTA 3.500 358 KİCHAİ 1.000 66 LİPAN 500 60 COMANCHE 7.000 1.598 *Kaynak: Lonore A.Stiffarm with Phil Lane Jr.,The Demogrephy of Native North America:A Question Of America Gnecide,Colonization and Resistance,South End Pres,Boston,Massachusetts,1992,s;37. Aktaran:Sefa M.Yüksel,Batı Tarihinde İnsanlık Suçları,Marmara Grubu Stratejik Araştırmalar Vakfı Yayınları,2.Baskı,İstanbul,s;49. ‘’EN İYİ KIZILDERİLİ ÖLÜ KIZILDERİLİDİR!’’ Amerikalıların yerlilere yaptığı soykırım bilinçli ve devlet destekli idi bunun en mühim örneği ise ırkçı ABD Başkanlarından Theodore Roosevelt’in katliamlar için söylediği şu sözlerdi;’’Ben en iyi Kızılderili ölü Kızılderili’dir diyecek kadar ileri gitmek istemiyorum ama onda dokuzu böyledir ‘’ Roosevelt’in bu tipte söylemlerde bulunmasının asıl sebebi ise Black Hills bölgesinden Kuzey Dakota’ya kadar olan kısmını yerlilerden temizlemek istemesiydi. Bu istek gerçek olacaktı ama bu rüya, binlerce yerli kadın ve çocuğun ölmesine sebep olacaktı… ABD Kıtanın her bir yanından yerlileri temizleyerek kendisine güvenli yaşam alanı oluşturuyordu ama bunu yaparken de çeşitli yöntemlerle milyonlarca insanın kanına giriyordu. Bu toplu soykırımlar; hastalıkları yaymak suretiyle, işkence ile öldürme suretiyle, ürünleri ve hayvanları yok edip yerli halkı aç bırakmak suretiyle yapılıyordu. Farklı yöntemlerde yok değildi… Örneğin bazı bölgelerde Kızılderili kadınları zorla kısırlaştırılıyorlardı. Bu biyolojik bir soykırımdı! Her yıl Indian Health Service (Sağlık Ocakları) de ortalama 3.000 kadın kısırlaştırılıyordu. Bunun örneklerinin en yoğun yaşandığı bölge ise Oklahama idi. Amerikalılar tehcir, soykırım ve işkencelerle yok edemedikleri Kızılderilileri ise asimilasyon yani kültür emperyalizmi ile dillerini, dinlerini ve kültürlerini yok ederek hizaya getirmeye çalışıyorlardı. Özellikle bu yöntemi yerli çocukları içinde uyguluyorlardı. Jesuit Tarikatı’nın örgütlemesi ve devlet desteği ile zorla yatılı okula alınan yerli çocuklar, sömürgeci Amerika’nın Hıristiyan kültürüne göre yetiştiriliyorlardı. Pensylvanya da ki Charlis Indian Industrial okulunun kurucusu olan Capt.Richart H.Pratt’ın ‘’insanları korumak için yerlileri öldürmeliyiz’’sözü aslında tüm yapılan eğitim faaliyetlerinin yerlileri bir şekilde kültürel olarak öldürmek olduğunu açıklamaktaydı… |
| |