Memleketimle ilgili bu konuyu okumak için tıkladığımda geçmişi hatırlayıp hem sevinçten hemde üzüntüden gözlerimin böylesine dolu dolu olacağını hiç hesaba katmamıştım.
|
SüsŁü Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
KIRKLARELİ Ölüm Bir kişi öldüğünde evdeki insanlar tarafından yakında ve uzakta bulunan akraba ve yakınlarına haber verilir. Ölüm olayı köy veya kasaba içine camiden sela okunarak haber verilir. Ölen kişinin defnine çok uzaktan gelecek olan yakınları varsa ölenin defnedilmesi bir güne kadar bekletilebilir. Ölen kişiye "rahmetli" diye hitap edilir. Ölenin evine gelenler, ölenin yakınlarına "başınız sağolsun" derler karşılığında da ölenin yakınları tarafından "sizler sağolun" denir. Ölen kişinin ölüm anı anlaşılınca, başında ezan okunur. Ölünce çenesi bağlanır, göz kapakları kapatılır. Mezarı mezar kazıcıları tarafından kazılır. Bu arada evde ölen kişi yıkanmış, son kez yakınlarına gösterilmiş ve gömülecek duruma getirilmiştir. Ölenin defnedilmesi için gelen akrabaları, eş, dost ve yakınları tarafından cami hocasının önderliğinde bazı köy ve kasabalarda ölenin evinde, ölen kişinin önünde cenaze namazı kılınır. Bazı köy ve kasabalarda ise yakınları tarafından cenaze camiye götürülüp camide cenaze namazı kılınır. (Kadınlar camiye veya mezarlığa gitmez, evde kalırlar) buradan da mezarlığa götürülür. Tabuttaki cenazenin mezarlığa götürülmesi esnasında herkes cenazeyi taşımak için birbiriyle yarışır. Daha önce hazırlanmış olan mezarın başına gelinir. Birinci derecedeki yakınları tarafından mezarın içine indirilen beyaz bezle kefenlenmiş durumdaki ölü, yüzü kıbleye gelecek şekilde yan yatırılır. Çok hızlı bir şekilde orada bulunanlar tarafından mezar kapatılır. Mezarın üstüne baş kısmından ayak kısmına doğru ibrikle su dökülür ve ibrik mezarın yanında bırakılır. Su temizliği, saflığı, arınmayı ifade eder. Ayrıca mezara su dökülmesi kabir ateşini söndüreceği inancından hareketle de ilgili olarak yapılmaktadır. Hoca tarafından dua okunur ve mezarlıktan ayrılınır. Mezarlıktan ayrılırken ölünün yakınlarına tekrar başsağlığı dileğinde bulunulur ve köy dışından gelenler için izin isteyip ayrılırlar. Ölü camiye veya mezarlığa götürülmek üzere cemaat tarafından evden alınınca geride kalan kadınlarda kuran okuyup dua ederler. Bu arada helva pişirilip orada bulunanlara verilir. Kiremit üzerine yakılan anberden buhur, tütsü yapılarak ölü evinin etrafında dolaştırılır. Evin etrafından geçen insanlar bu kokuyu hissedince o evde cenaze olduğunu anlarlar. Ölüm olayının birinci gününden itibaren yedi gün ölü evinde Tebareke okunur ve yedi gün boyunca ölünün yıkandığı yerde mum yakılır. Ölümün yedinci günü mevlit okutulur. Kırkıncı günü helva yapılıp yakınlara, konu komşuya dağıtılır. Bu ölenin ruhu için yapılmış kansız kurban ikramlarıdır. Geçmişte bunlar kötü ruhların yapacağı kötülük ve vereceği zararlardan korunmak, iyi ruhların yardımını kazanmak ve ölenin ruhunun mutluluğu için yapılırken, günümüzde "Allah rızası"için yapılmaktadır. Ölümün elliikinci gecesi de mevlit okunur. Yedinci gününde ölenin karnının şiştiğine, kırkıncı günde burnunun düştüğüne ve elliikinci günde de kemiklerinin eklem yerlerinin birbirlerinden ayrıldığına inanılmaktadır. Ölümünden sonraki ilk Ramazan veya Kurban bayramında ölenin mezar taşları mezarına dikilir. Ölenin elbiseleri fakir-fukaraya dağıtılır. Ölenin sağlığında vasiyeti varsa yerine getirilmesine özen gösterilir. Bayramlarda ölenin ruhunun yakınlarını mezarlığa beklediğine inanılır ve her bayram mezarı ziyaret edilip dua okunur. |
Bunu yaşamak, yaşayıpta hatırlamak gerçekten çok üzücü. Umarım herkes sevdiklerinin değerini, yaşarken anlar ve bilir. En çokta anne ve babalarının...