Kırdığım/kırıldığım kişiler için...
Değerli arkadaşlarım, şimdiye kadar kırdığım, kırgın olduğum kişiler...
Bugün Cuma namazında dinlediğim vaaz, beni çok etkiledi. Hoca öyle güzel konuşuyor, öyle güzel anlatıyordu ki. Durdum ve kendimi, kalbimi dinledim. Acaba ben, Allah için ne yaptım? Acaba ben, bugün Allah için ne yaptım? Bu soruları kendime sordum? Aç mı, doyurdum? Fakire yardım mı ettim? Maddi/manevi sıkıntısı olan birisine, yardım mı ettim? Kime ne faydam oldu? Beni üzen, kıran veya aramın kötü olduğu birini af mı ettim? Yoksa, kırdığım birisinden özür mü diledim? Bunları kendime sordum durdum. Yaşımdan ve durumumdan ötürü bazılarını yapmaya gücüm yetmiyordu. Ne yapmalıyım dedim tekrar... Aklıma burası geldi, sanal alem. Gerçekte üzdüğüm, kırdığım pek kişi yoktur. Hiç yok denilebilecek kadar azdır. Ama sanalda, üzdüğüm kırdığım kişiler vardır, olmuştur. Hiç yapmıyorsam bari bunu yapayım, dedim; kendim için Allah'ım için! Özür dileme büyüklüğü gösteriyim, kırdığım kişilere affettiriyim. Beni kıranları affediyim. Bunun için bu konuyu açtım. Belki hâlâ karalamak isteyenler, bir konuyla adam mı oldun diyenler olabilir. Aldırmıyorum. Çünkü ben onlar için değil, kendim için; namusum ve şerefim için yaşıyorum. Şimdi, bugüne kadar kırdığım kişilerden, özür diliyorum.
Özür dilemek, acizlik değildir. Bunu böyle bilen kişiler, acizdir.
Şimdi, bugüne kadar beni kıran herkesi affediyorum.
Affetmek ne haddine diyebilirsiniz, ama bu o anlamda değildir. Tabi ki bana muhtaç değilsiniz. Bu af, gönül temizliği, tekrar kabullenmek anlamındadır..
Kafanızı şişirdiysem özür dilerim. Ama size bir şeyler anlatabildiysem, o zaman ne mutlu bana..
Bana ses verecek, cevap verecek; bir şeyler ekleyecek kişilere saygı duyarım. NOT: Hiçbir şeyden pes ettiğim için değil, hiçbir şeyden korktuğum için değil, hiçbir şeyden pişman olduğum için değil, bu konuyu açmamın nedeni.
Tek korkum, Allah'tır. Her şeye devam ediyorum. Sadece; daha temiz ve kalbim daha rahat...
__________________ en büyük servet itibardır. |