Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Ocak 2010, 20:56   #1
Çevrimdışı
Hesna
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Gelin Pınarı Efsanesi (Tunceli)





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Gelin Pınarı Efsanesi (Tunceli)

"Gelin Pınarı" ya da diğer adıyla "Gençlik Şelalesi", Tunceli'nin Nazimiye ilçesinin kuzeyinde, Nazimiye ilçesine 13 km. uzaklıktaki Dereova bucağının yanında bulunmaktadır. 30-40 metre yükseklikteki kayalardan sarkıtlar ve dikitler yaparak ince ince akan sular, alışılmış bir şelale görünümünün dışında buraya bir efsâne havası vermektedirler. Yazın bunaltıcı sıcağında şelalenin 50 metre. yakınına varıldığında bir anda sanki binlerce vantilatörün çalışarak meydana getirdiği bir serinlik, insanın bedenini sarar. Kayalardan aşağıya iplik iplik akan suların gerek sesi, gerek serinliği ve gerekse manzarası, görülmeye değer bir tabiat harikasıdır. Buranın da kendisine özgü efsânesi şöyledir:

Bu yörede yaşayan ailelerden birinin genç oğlu ile genç kızı evlendirilir. Yeni gelin, yöre âdetlerine göre belli bir süre evde kaldıktan sonra, bir gün kaynanası, geline: "Hadi gelinim. Şu bakracı al. Sağım yerine getirilen hayvanlarınızı sağ ve sütü al getir." der. Gelin, bakracı alır. Köyün diğer genç kızları, gelinleri gibi o da sağım yerine gelir ve kendine ait bütün sütlü hayvanları sağar, bakracını sütle doldurur. Ancak en son sağdığı kara keçi, birden ayağını vurur. Süt dolu bakracı devirir, süt akar gider. Gelin, birden şaşırır, çok üzülür ve ağlamaya başlar. "Daha yeni gelinim. Bana, 'elinden iş gelmez, beceriksiz gelin' diyecekler. Benimle alay edecekler." diye sızlanır ve bir yandan da kara keçiye beddualar yağdırır. O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe bir yere çıkarak acele gelmesi için gelinine seslenir. Gelin, mahcup ve üzgün bir şekilde, önündeki boş bakracı, boş götürmektense Yaradan'a sığınarak yanındaki pınardan su ile doldurur ve ağzına da bir bez kapatıp, o şekilde getirip sepetin altına koyar. Bir müddet sonra, sütü kaynatıp mayalamak için, bulunduğu yerden almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında bakracın içindeki su süt olmuştur. Bir kenarda durarak olanları üzüntü ile seyreden gelin, kendisini mahcup etmediği için Tanrı'ya şükreder. O gün bugündür, bu pınardan akan sular, koyunlar sağılmaya başlandığında, süt renginde akarlar. Koyunların sütü kesilince de tekrar tabii rengine dönerler.



alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet