Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Dinen Yılbaşını Kutlamak Caiz midir?
şu yazı dizisini lütfen oku belki tefekküredebilirsin...
---------- Noel tehlikesi milletimizi saran bir beladır. İslamda böyle bir gün, böyle bir gece ve böyle bir kutlama yoktur. Az kalsın yedi kat gök çatlayacak ve ayrılacak, dağlar yıkılacak, yer yarılacaktı. Allah'ın oğlu var dedikleri için Meryem Suresi - 90-91 Peki kimdir o Allah doğurdu diyenler? İşte bu noel kutlayanlar, işte bu İsa (aleyhisselam)ın doğum gününü kutlayanlar. Bu noel bayramı onun bayramı. İşte Allah'a ortak ettikleri, "oğlu var" dedikleri bayram bu bayram. Mevla buyuruyor: " Az kalsın gökler çatlayacak, yerler yarılacak, dağlar düşecekti." İşte bu sözün azametinden, büyüklüğünden dolayı gökler çatlayacaktı, dağlar düşecekti, yerler yarılacaktı! Mevla'ya yakışır mı? "Baba-oğul, Ruhu'l Kudüs" diyorlar. Üç ilaha kail oluyorlar. İsa (aleyhisselam)a Allah'ın oğlu dediler. Şimdi onun doğumunu ve miladını kutluyorlar. Eğer bu işe şirk katmasalardı, O'nu Allah'a ortak saymasalardı o zaman başka! Biz Rasulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem)in doğumunu kutluyor muyuz? Mevlid Kandili var mı? var. Bunda bir sakınca var mı? Yok. Velakin İsa (aleyhisselam)ın doğumunu neye çevirdiler? Onu Allah'a ortak ettiler, oğlu dediler dinlerini tahrif ettiler, kitaplarını değiştirdiler. Şimdi bu iş "Şirk bayramı, küfür merasimi" oldu! Buna bir müslümanın iştirakinin ne manası var? Bugüne özel her şeyden kaç! Dolayısıyle bu merasime katılmak olur, hisse almak olur, pay almak olur ama aldığın pay da azaptan olur, gazaptan olur. Küffara lanet yağarken "bana da, bana da" diye başını sokacaksın. Ne gereği var? İstediğini al ye ama bugünü bulma, zalimlere iştirakçi olma! Allah muhafaza bunların kalpleri mühürlenir, damgalanır tövbeleri de kabul olunmaz. Allah tövbe de nasip etmez. Neden nasip etmez? Çünkü "Bu günah değil, bunda ne var" diyorlar. "Ben neyapıyorum ki almışım iki kuru yemiş yılbaşı özel programı izliyorum" diyorlar. Merasimlerine iştirak ediyorsun, paranı gevura ortak ediyorsun. Televizyon senin evine hokkabazı, papazı, dinsizi, dansözü getiriyor daha ne yapacaksın? Eğer imanlı ölürseniz, ne kadar da gevurlara meyletmiş olsanız, cehennemde yanarsınız sonra çıkarsınız. Peki ya onlara benzeme neticesinde imanınızı kaybederseniz? O zaman ebediyyen cehennemden çıkamayacaksınız! Rasulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kim bir topluma benzer ise o da onlardandır." buyurdu. Bir başka hadis-i şerifte: "Kim bir toplumun yaptığını beğenir, amelini severse onların zümresinde çıkacak, defter tutulurken aynı o ameli sevdiği kişilerin hesabıyla muhasebe görecek" buyuruyor. "Bir toplumun karartısını arttıran onlardandır"buyuruyor... Noel Tehlikesi - Meva'ız-ı Ahmediyye - Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Hocanın Vaazlarından derlenmiştir.)
---------- Hazreti İsa (aleyhisselam) havarileri ile beraber bir kasabaya uğradılar. Herkes olduğu yere düşmüş ve ölmüş kimse kimseyi gömememiş.Kimse kimseyi gömemediğinden dolayı cesetler hep ortada kalmış. Havarileri ey Allah'ın peygamberi! Bunlara ne gibi bir bela vurduğu hakkında Allah-u Teala'ya sorar mısın? Bunun üzerine Hazreti İsa (aleyhisselam) Mevlaya müracaat etti. Mevla buyurdu ki; "Ya İsa şimdi git hava karardığında bu kasabaya gel ve onlara seslen kendileri sana cevap verecekler." Hava karardı ve Hazreti İsa (aleyhisselam) geldi; "Ey karye ahalisi" diye seslendi. Bir tek kişiden ses geldi: "Ey Allah'ın peygamberi buyur" dedi. İsa (aleyhisselam) "durumunuzu merak ediyoruz, ne oldu size" dedi. O cevaben: "Geçtiğimiz gece yedik, içtik, eğlendik, güldük haramlarla eğlendik sabah kendimizi cehennemin dibinde bulduk dedi." İsa (aleyhisselam): "Peki günahınız neydi?dedi. Adam: "Biz dünyayı sevdik, çocuğun anasına bağlanması gibi sevdik" Çocuk annesinden dayak yer yine anne diye ağlar. İşte dünya da insana neler eder insan yine dünyayı sever. Bu yılbaşı kutlamalarının nedeni nedir? Dünya sevgisi! Bu kadar yeme içme eğlenme, merasim, keyif bu kadar haramın sebebi ne? Dünya sevgisi! Ahirete imanı olanın, ahirete iştahı olanın ne işi var bunca melanetle? Mevlaya dönmedik, dünyaya taptık kaldık. Ardından İsa (aleyhisselam): burada bu kadar ceset gördük kimse konuşmuyorda neden bir tek sen cevap veriyorsun? deyince adam cevap verdi: "Ey Allah'ın peygamberi ben bunlardan değildim, dün gece misafir gelmiştim. Bunların eğlencelerine ortak oldum. Hiç bir şey demedim bunlara vuran bela bana da vurdu. Şimdi bunlar cehennem çukurunun dibindeler ağızlarına ateşten gem vuruldu, konuşamıyorlar. Beni ise çengelde askıda bıraktılar, ağzımı da açık bıraktılar sana cevap verebiliyorum. Ama bende aşağıya mı itileceğim yoksa yukarıya mı çekileceğim bilemiyorum." Sen her nekadar ruhun mezara girdiğini sansan da ruh ya hemen bir cennet bahçesine gidiyor ya da cehennem çukuruna indiriliyor. Rasulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçedir ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur" buyurmuştur... Noel Tehlikesi - Meva'ız-ı Ahmediyye - Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Hocanın Vaazlarından derlenmiştir.)
---------- Yetmiş bin evliyanın reisi İmam-ı Rabbani (kuddise sirruhu) şöyle buyuruyor: "Bizim bir komşumuz vardı, müslümandı. Fakat bazı yanlışları vardı. Vefat etmek üzereydi, komşuluk hakkı üzere beni çağrdılar. Gittim ve gördüm ki komadadır. Kendini kaybetmiş olarak onu gördüğümdendir ki teveccühte bulundum, manevi bir yönelişle kendisine yanaştım. Kalbine manevi bir hal üzere nazar ettim (baktım), zifiri karanlık bulutlar çökmüş, iman nuru söndü sönecek bir mum gibi kalmış olarak gördüm. Komşuluk hakkını mülahaza ederek ne yapabileceğimi düşündüm. Karanlıkları dağıtmak amacıyla teveccüh ettim lakin zerre kadar karanlık açılmadı, dağılmadı. Bunu bir iki kere denedim ama fayda yok. Üçüncüde de olmayınca 'Ya Rabbi! Acaba bende mi bir kusur var bugün' diye düşündüm. 'Bu kadar Sana müracaat ettim ama hiçbir faydası olmadı'diye niyaz ederken tam o esnada kalbime bir nida geldi: 'Ey İmam! Eğer sen bu teveccühlerini dağlara yapmış olsaydın,senin hürmetine ve teveccühün bereketine dağları yerinden sökerdim. Ama bu adamdan sen bir karanlık açamazsı, çünkü bunun karanlığı bazı amel noksanlıklarından değil, bazı günahları işlediğinden değil, dinsizlerin ve müşriklerin Hinduların şirk merasimlerine katılmasındandır. Burada şirk vardır ve bu nedenle senin teveccühün burada sökmez' diye bir ilham geldi." O zaman Hindistan da şirk bayramlarında boyalı, renkli pilav pişiriyorlarmış ve birbirlerine bunu hediye ediyorlarmış. Bu müslüman adam da onlardan etkilenmiş aynı günde aynı şekilde pilav pişiriyormuş, yiyor, dağıtıyormuş ve de kutluyormuş. Bakın başına gelen belaya. son nefsinde ya senin imanın tehlikeye girerse seni kim kurtaracak? İmam-ı Rabbani bile bir şey yapamadı! İmam-ı Rabbani (kuddise sirruhu) şöyle devam ediyor: "En sonunda ümidimi kestim ve evime doğru yol aldım. Bir zaman sonra bana komşumun öldüğüne dair haber geldi. Ne yapacağımı düşündüm. Cenazesine gideyim mi, gitmeyeyim mi? Bu konuda şüphede kaldım. Durum böyle olunca istihare yapmaya karar verdim. İstiharemde buyruldu ki: 'O kişi zor da olsa imanını kurtararak öldü, cenazesine gidebilirsin'...'' Bir müslümanın imanını kurtarması ne demektir? O kişi son nefeste çok zorlandı. Kefen mi yırtmak istiyorsunuz? bas bas bağırmak mı istiyorsunuz? Şeytanın tasallutuna mı uğramak istiyorsunuz? Peki meleklerin gelir şeytanları defetmesini istemiyor musunuz? Noel Tehlikesi - Meva'ız-ı Ahmediyye - Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Hocanın Vaazlarından derlenmiştir.) |